Çocuklara ölüm nasıl anlatılmalı?

Kahramanmaraş merkezli, 11 ili etkileyen deprem birçok çocuk ve ergenin de yakınını kaybetmesine neden oldu. 0 – 2 yaş grubu çocukların ölümü anlamlandıramadıklarını belirten uzmanlar, 2 ve 5 yaş grubundaki çocukların da ölümü dönülmez bir kavram olarak anlayamadıklarını ifade ediyor. Okul dönemindeki çocukların ölümün ne anlama geldiğini bildiklerini söyleyen Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, ergenlik dönemindeki gençlerin ise ölüm karşısında daha depresif, içe kapanık, umutsuz ve kendini suçlayıcı olabildiklerine dikkat çekiyor. Aydoğdu, 0-2 yaş grubundaki çocukların temel bakımları sağlanarak rutinlerinin devam ettirilmesini, ergenlere karşı ise ‘Sen artık büyüdün, metanetli ol’ gibi sözler söylemekten kaçınılmasını tavsiye ediyor.
Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, yakınlarını kaybeden çocuk ve ergenlerin ölüme yüklediği anlam ve onlara ölümün nasıl ifade edilmesi gerektiği ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Çocuklar yetişkinlerden daha çok zorlanıyor
Bu zor günlerde ölüm ile baş etmekte zorlanırken çocukların yetişkinlerden daha fazla zorlandığını ifade eden Uzman Klinik Seda Aydoğdu, “Özellikle okul öncesi 0 ve 2 yaş dönemlerinde çocuklarımız ölümü adlandıramadıkları için bu yaş grubunda olan çocuklarımızın rutinlerinin devam ettirilmesi, temel bakımlarının sağlanması, sakinleştirici ninni ve oyuncaklarının olması oldukça önemli” dedi.
Ölümü farklı anlamlandırıyorlar
2 ve 5 yaş grubundaki çocukların ölümün geri dönülmez bir kavram olduğunu anlayamadığını belirten Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “Bu yüzden bu çocuklarımız ‘uyudu uyanacak, gitti gelecek’ gibi düşünceler ile ölümü adlandırmaya çalışıyorlar. Bu bağlamda çocuklarımıza kayıplarımızı bir daha göremeyeceğimizi ama onları daima seveceğimizi ve neşeli anılarımızı hatırlamaları için yöntemleri anlatmamız gerekiyor” diye konuştu.
Ergenler depresif tavır sergileyebiliyor
Okul dönemindeki çocukların ölümün geri dönülmez bir kavram olduğunu bildiklerini kaydeden Aydoğdu, “Bu bağlamda onların duygu ve düşüncelerini ifade etmeleri için zemin açmak oldukça önemli. Ergenlik dönemindeki gençlerimiz ise ölümün kesinlikle geri dönülmez bir kavram olduğunu bilmekle beraber daha karamsar, daha umutsuz, daha içe kapanık, daha depresif ve kendini suçlayıcı olabiliyorlar. Bu bağlamda özellikle onlar ile konuşurken ‘metanetli ol, sen artık büyüdün’ gibi sözlerden kaçınmaya çok dikkat edilmeli” ifadelerini kullandı.
- En son haberler
- Dr. Öğr. Üyesi Hacer Fulya Üçem, EAOMS’ta Türkiye’yi temsil edecek26 Eylül 2025
- Medya, güzellik algısının en güçlü belirleyicisi mi?26 Eylül 2025
- İletişim profesyonellerine her zamankinden fazla ihtiyaç var!26 Eylül 2025
- Mevsim değişimi bağışıklığı zayıflatıyor!25 Eylül 2025
- “REHAKOR”, “AİLEKOR” ve bazı projeler İstanbul Valiliğinde…25 Eylül 2025
- Çocuklar için sağlık sporda…25 Eylül 2025
- Ek yerleştirmede tercih işlemleri başladı25 Eylül 2025
- Uluslararası Kekemelik ve Özyardım sempozyumunun konukları Üsküdar Üniversitesindeydi25 Eylül 2025
- Üsküdar, EAIE 2025 Konferansında…24 Eylül 2025
- “Study Tour” etkinliğinin ikincisi düzenlendi24 Eylül 2025