Dördüncü kuşağın kimlik bunalımı bağımlılığı tetikliyor
Giriş01 Aralık 2016
Güncelleme10 Nisan 2023
18 milyon nüfus olan Köln'de 1.5 milyonun üzerinde Türk yaşıyor. Yani Almanya çapında yaşayan Türklerin yüzde 50'si bu bölgede. Bu kapsamda Almanya'nın Köln kentinde açılan Üsküdar Üniversitesi NPHOSPİTAL Europe, Avrupa'da yaşayan vatandaşlara sağlık ve eğitim alanında danışmanlık hizmeti verecek. Eğitim ve sağlık alanında sunduğu hizmetlerini uluslararası arenaya taşıyan üniversite, bu girişiminin ilk adımında Köln'de yaşayan gurbetçilere bağımlılık üzerine konferans verdi. Konferansa ise gurbetçi ailelerin ilgisi büyüktü.Konferansta konuşan Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Almanya'da yaşayan dördüncü kuşak Türklerin kimlik bunalımı yaşadığını, bunun da bağımlılığı tetiklediğini söyledi.
AHTOPOT ANNE OLMAYIN
Prof. Dr. Tarhan, Almanya'da yaşayan gurbetçilerin psikiyatrik sorunlarını ele alarak "Türk kültüründen ve Türkiye'den de bir uzaklaşma söz konusu . Bu çocukların üzerinde daha çok Alman kültürünün etkisi görülüyor. Ancak, Alman toplumunun da dışladığı bu gençlerin büyük bir kısmının kimlik bunalımı ve özgüven kaybı ortaya çıkmıştır. Özgüvenin kaybedilmesi gençlerin hayattaki başarılarını da olumsuz etkiliyor. Yetersiz ya da hiç eğitim almayanların sayıları hayli yüksek. Eğitim ve sosyal çevrelerinin de etkisiyle bu durumdaki gençler alkol, uyuşturucu gibi bağımlılıklara daha kolay yönelebiliyorlar" dedi. Bağımlılıkla mücadelede ailelerin bilinçlendirilmesi gerektiğini de vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, "Çocuğu bağımlı olan aileler bu durumda utanılacak ve çekinilecek bir yan yok. Özellikle ergenlik döneminde anne-baba çocuğun özerklik duygusuna saygı göstermeli. Eğer göstermezse çatışma çıkar. Lütfen ahtapot anne modelinde olduğu gibi çocuğu sarıp sarmalayarak nefessiz bırakmayın. İşgalci ve yutan anne rolünü üstlenmeyin. Bu defa çocuk sevgiyi ve öfkeyi aynı anda yaşıyor. Delikanlılık dönemi boşuna değil. Bu dönemde gençler herşeyi kendileri yapmak ister. Macera ve trajediye eğilimleri vardır. Çocuklarınızı bağımlılıktan korumak istiyorsanız, onların özgüvenini ve manevi duygularını geliştirin.
"BASTIRDIKLARI DUYGULARI İÇİN UYUŞTURUCU KULLANIYORLAR
Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve NPİSTANBUL Hastanesi Bağımlılık Merkezi Koordinatörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nesrin Dilbaz da Avrupa'nın diğer ülkelerinde yaşayan vatandaşların bağımlılık konusunda en yaygın sorunlarının madde bağımlılığı olduğunu belirterek "Türk gençleri arasında hafif sentetik uyuşturuculardan ağır dozajlı uyuşturuculara kadar geniş bir yelpazede bağımlılık söz konusu. Kültür farklılığı ve 'toplumda geri planda kalan vatandaş' olma durumu bağımlılığı tetikliyor. Kendini kanıtlayamayan, toplumda yer edinemeyen gençler bastırdıkları duyguları dizginleyebilmek için uyuşturucu kullanıyor.
GURBETÇİLERİN PSİKİYATRİ PLANINI YAPIYOR
6 yıldır Alman Meclisi'nde Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti'nin Türk Milletvekili olarak görev yapan Arif Ünal aynı zamanda aile terapisti. Ve bu eyaletin sağlık politikalarını Meclis'e taşıyor. Gurbetçilerin psikiyatri planını yapıyor. "Almanya'da yaşayan birinci kuşak Türkler, çok az emekli maaşı alıyorlar. Sosyal yardımla geçinmek durumundalar. Dil bilmiyorlar. Bu nedenle daha çok alkol bağımlılıkları var. İkinci kuşak aileleri Almanya'ya gelince genelde büyükanneleri ve dedeleri tarafından büyütülen parçalanmış ailelerin çocukları. Bu çocuklara çanta çocuklarda deniyor. Kişilik bozuklukları, iletişim problemleri. Madde bağımlılıkları var. Üçüncü kuşak ise bu parçalanmış ailelerde büyüyenlerin çocukları. Ve onlarda da uyuşturucu bağımlılığı çok fazla. Ekstaziden eronine kadar bağımılılık çok yaygın. Şimdi 4. kuşak geliyor. Onlarda kimlik bunalımı yaşıyor. Dışlanmanın, ırkçılığın getirdiği özgüven eksikliği söz konusu dedi.
SABAH
AHTOPOT ANNE OLMAYIN
Prof. Dr. Tarhan, Almanya'da yaşayan gurbetçilerin psikiyatrik sorunlarını ele alarak "Türk kültüründen ve Türkiye'den de bir uzaklaşma söz konusu . Bu çocukların üzerinde daha çok Alman kültürünün etkisi görülüyor. Ancak, Alman toplumunun da dışladığı bu gençlerin büyük bir kısmının kimlik bunalımı ve özgüven kaybı ortaya çıkmıştır. Özgüvenin kaybedilmesi gençlerin hayattaki başarılarını da olumsuz etkiliyor. Yetersiz ya da hiç eğitim almayanların sayıları hayli yüksek. Eğitim ve sosyal çevrelerinin de etkisiyle bu durumdaki gençler alkol, uyuşturucu gibi bağımlılıklara daha kolay yönelebiliyorlar" dedi. Bağımlılıkla mücadelede ailelerin bilinçlendirilmesi gerektiğini de vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, "Çocuğu bağımlı olan aileler bu durumda utanılacak ve çekinilecek bir yan yok. Özellikle ergenlik döneminde anne-baba çocuğun özerklik duygusuna saygı göstermeli. Eğer göstermezse çatışma çıkar. Lütfen ahtapot anne modelinde olduğu gibi çocuğu sarıp sarmalayarak nefessiz bırakmayın. İşgalci ve yutan anne rolünü üstlenmeyin. Bu defa çocuk sevgiyi ve öfkeyi aynı anda yaşıyor. Delikanlılık dönemi boşuna değil. Bu dönemde gençler herşeyi kendileri yapmak ister. Macera ve trajediye eğilimleri vardır. Çocuklarınızı bağımlılıktan korumak istiyorsanız, onların özgüvenini ve manevi duygularını geliştirin.
"BASTIRDIKLARI DUYGULARI İÇİN UYUŞTURUCU KULLANIYORLAR
Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve NPİSTANBUL Hastanesi Bağımlılık Merkezi Koordinatörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nesrin Dilbaz da Avrupa'nın diğer ülkelerinde yaşayan vatandaşların bağımlılık konusunda en yaygın sorunlarının madde bağımlılığı olduğunu belirterek "Türk gençleri arasında hafif sentetik uyuşturuculardan ağır dozajlı uyuşturuculara kadar geniş bir yelpazede bağımlılık söz konusu. Kültür farklılığı ve 'toplumda geri planda kalan vatandaş' olma durumu bağımlılığı tetikliyor. Kendini kanıtlayamayan, toplumda yer edinemeyen gençler bastırdıkları duyguları dizginleyebilmek için uyuşturucu kullanıyor.
GURBETÇİLERİN PSİKİYATRİ PLANINI YAPIYOR
6 yıldır Alman Meclisi'nde Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti'nin Türk Milletvekili olarak görev yapan Arif Ünal aynı zamanda aile terapisti. Ve bu eyaletin sağlık politikalarını Meclis'e taşıyor. Gurbetçilerin psikiyatri planını yapıyor. "Almanya'da yaşayan birinci kuşak Türkler, çok az emekli maaşı alıyorlar. Sosyal yardımla geçinmek durumundalar. Dil bilmiyorlar. Bu nedenle daha çok alkol bağımlılıkları var. İkinci kuşak aileleri Almanya'ya gelince genelde büyükanneleri ve dedeleri tarafından büyütülen parçalanmış ailelerin çocukları. Bu çocuklara çanta çocuklarda deniyor. Kişilik bozuklukları, iletişim problemleri. Madde bağımlılıkları var. Üçüncü kuşak ise bu parçalanmış ailelerde büyüyenlerin çocukları. Ve onlarda da uyuşturucu bağımlılığı çok fazla. Ekstaziden eronine kadar bağımılılık çok yaygın. Şimdi 4. kuşak geliyor. Onlarda kimlik bunalımı yaşıyor. Dışlanmanın, ırkçılığın getirdiği özgüven eksikliği söz konusu dedi.
SABAH
- En son haberler
- Ev işleri ortopedik sakatlıklara neden olabilir!09 Ekim 2024
- Bedenen Türkiye’de, beyin olarak yurt dışındalar…09 Ekim 2024
- 2024- 2025 Akademik Yılı oryantasyonları tamamlandı09 Ekim 2024
- Rektör Prof. Dr. Nazife Güngör 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Törenine Katıldı09 Ekim 2024
- “Çalışma Hayatında Obsesif Kompulsif Bozukluk Yönetimi” Prof. Dr. Tarhan’ın ön sözüyle raflarda…09 Ekim 2024
- Üsküdar Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi ‘öğrenci klinikleri’ açıldı08 Ekim 2024
- Üsküdarlı akademisyenler, 4. Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Çalıştayına katıldı08 Ekim 2024
- Hemşirelik bölümü Hemşirelik kongresinde…08 Ekim 2024
- İş yerinde mutsuzluğun en önemli sebebi iş yükü ve zaman baskısı!08 Ekim 2024
- Sosyal medyada anonimlik, toplumsal linçi körüklüyor!08 Ekim 2024