İhmalkâr ebeveynler çocukların gelişimini olumsuz etkiliyor!
Uzman Klinik Psikolog Dr. Gökçe Vogt, çocuğun hayatında güvenli bağlar oluşturmasında ebeveynleri ile olan bağın çok önemli olduğunu vurgulayarak ebeveynlerin dışında büyükanne veya bakıcı gibi üçüncü kişilerle kurulan bağın tek başına yeterli olamayacağının altını çiziyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİstanbul Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Dr. Gökçe Vogt, ihmalkâr ebeveynlerin çocuk gelişimi üzerindeki etkileri hakkında önemli bilgiler paylaştı.
Çocuklarına duyarlılıkları düşük oluyor
Uzman Klinik Psikolog Dr. Gökçe Vogt; çocuğunun ihtiyaçlarına cevap vermeyen, ona karşı sevgi ve ilgi göstermeyen, genellikle kayıtsız olan, onu kendilerinden uzak tutma eğiliminde olan, ondan herhangi bir talepte bulunmayan ve duygusal yakınlıktan kaçınan ebeveynlerin sahip oldukları tutumun ‘ihmalkâr’ olarak tanımlandığını söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Bu ebeveynlerin çocuklarına dair duyarlılıkları düşüktür. Özellikle 1960’larda dikkat çeken bu tutuma sahip ebeveynler çocuklarının ihtiyaçlarına iyi cevap vermekte, sevgi ve destek göstermekte, kural koymakta ve davranışları için rehberlik sunmakta eksiklik yaşıyorlar. Bu tarz tutuma sahip ebeveynler kendi hayatlarıyla çok daha fazla ilgilenirken diğer her şey çocuklarından önce geliyor. Çocuklar gelişmek için sevgiye, ilgiye ve teşvike ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle, ihmalkâr ebeveynliğin bir çocuk üzerinde olumsuz bir etkisi olması şaşırtıcı değildir.”
Çocukta duygusal eksiklikler oluşuyor
Ebeveyn ihmalkârlığının çocuğun akademik, duygusal ve sosyal becerilerinde eksikliklere yol açtığını vurgulayan Dr. Gökçe Vogt, “İhmalkâr ebeveynliğin en büyük dezavantajlarından biri, çocukların ilgisiz ebeveynleriyle duygusal bir bağ geliştirmemeleridir. Genç yaşta sevgi ve ilgi eksikliği, diğer ilişkilerde düşük benlik saygısına veya duygusal eksikliklere yol açabilir. İhmalkâr ebeveyne sahip olmak, çocuğun sosyal becerilerini bile etkileyebiliyor. Bu çocuklar genellikle dikkat çekmek için etraflarına zarar verme eğiliminde oluyorlar ve sosyal ortamlarda uyum davranışları göstermekte güçlük yaşıyorlar. Bir ebeveynin işle veya diğer yükümlülüklerle meşgul olması, onların ilgisiz oldukları anlamına gelmediğini de not etmek gerekir. Bir ebeveyn yoğun bir iş temposuna sahip olsa bile, boş zamanında çocuğu ile vakit geçiriyorsa ve onun bakımını üstleniyorsa ‘ihmalkâr’ olarak tanımlanamaz” dedi.
Ebeveynle kurulan bağ çok önemli
Çocuğun hayatında güvenli bağlar oluşturmasında ebeveynleri ile olan bağın çok önemli olduğunu vurgulayan Dr. Gökçe Vogt, “Anne çocuk ve baba-çocuk bağlanmasının çocukların gelişimi üzerindeki etkisini araştıran araştırmalar, en az bir ebeveyne güvenli bağlanmanın çocukların gelişimi için riskleri dengeleyen kilit bir faktör olduğu gösteriyor. Günümüzde özellikle kadınların iş hayatında daha fazla yer almalarından dolayı çocuğunun ihtiyaçlarını karşılama görevini üçüncü bir kişiye vermek zorunda kalan ebeveynlerin sayısı git gide çoğalıyor. Ebeveynlerin çocuğun bakımından uzaklaşmak zorunda kalmaları çocuklarının gelişimini nasıl etkilediği konusunda endişelenmelerine yol açıyor” ifadelerini kullandı.
Üçüncü kişi ilişkisi yeterli olamıyor
Dr. Gökçe Vogt, sağlıklı normal bir gelişimin parçası olarak bir ebeveyni ile güvenli bağı olan bir çocuğun hayatındaki diğer önemli yetişkinlerle yakın bağlar kurabildiğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Çocuk eğer bakımını üstlenen kişi ile bir bağ kurabildiyse, ondan ilgi ve alaka görüyorsa sevildiğini hissettiği insan sayısı arttığı için daha mutlu olacak, gelişimi de olumlu yönde etkilenecektir. Ancak bu durum yalnızca çocuğun anne ve babasıyla güvenli bir ilişkisi var ise geçerlidir. Yani çocuğun bakımını üstlenen anneanne veya bakıcı gibi üçüncü bir kişi ile bağlanma ilişkisi tek başına yeterli olamıyor ve ebeveynleri ile olan bağlanma ilişkisinin yerine geçmiyor. Bir başka deyişle, anne ve babanın çocukların gelişimi üzerindeki etkisi bakıcı veya büyükanne ile değiştirilemez. Bu anlamda çocuğun üçüncü kişilerle kurduğu güvenli ilişkinin gelişimi üzerindeki etkisi ‘kek üzerine krema’ gibi değerlendiriliyor.”
Ebeveynler birincil bakım veren olmalı
İhmalkâr ebeveynlik tarzının çocuklar üzerinde kalıcı izler bırakabildiğini ve gelişimlerini olumsuz yönde etkilediğini vurgulayan Dr. Gökçe Vogt, “Ancak bunun değiştirilebilecek bir durum olduğu unutulmamalı. Anne ve baba çocuklarının birincil bakım vereni olmalı. Bu sebeple, ihmalkâr ebeveynlik tarzına sahip bireyler, çocuklarının bakımlarını bir başkasına delege etmektense çocukları ile daha fazla zaman geçirmek için çaba göstererek, sağlıklı ebeveynlik tarzları üzerine bilgi alarak ilk adımı atabilirler. Ayrıca danışmanlık alacakları bir terapist, ailelerinde güvenli ve daha derin bağlar kurmaları konusunda yardımcı olacak stratejileri belirlemelerine yardımcı olabilir” diye konuştu.
- En son haberler
- Üsküdar Üniversitesi eğitim şampiyonları arasında!02 Aralık 2024
- Türkiye’nin ilk yakma resim sanatı kitabının yazarı Kırmızıgül, Üsküdarlı öğrencilerle buluştu02 Aralık 2024
- “Dealing with Challenging Behavior in the Classroom” etkinliği gerçekleşti02 Aralık 2024
- Beyin fabrika ayarlarına döner mi, hafızayı silmek mümkün mü?02 Aralık 2024
- Engelli bireylerin yakınları ruhsal sorunlara sürüklenebiliyor!02 Aralık 2024
- Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Gençlerle aynı dili konuşmak hiç zor değil!”02 Aralık 2024
- Prof. Dr. Tarhan: “Zihinsel süreçlerle beyindeki işleyiş arasında köprüye ihtiyaç var”30 Kasım 2024
- AIDS hakkında doğru bilgi, enfeksiyonun yayılmasını engellemede önemli!29 Kasım 2024
- Dijital güvenlik için güçlü ve benzersiz parolalar oluşturun!29 Kasım 2024
- Bel fıtığında tek çözüm ameliyat değil!28 Kasım 2024