İnsanlığın en eski refleksi: Korku ve kaygı!
Tedirginliğin temel kaynağı çözülmemiş sorunlar!

Korkunun şu an var olan somut tehdit ve tehlike ile ilgili olduğunu dile getiren uzmanlar, büyük bir patlama, doğal afet veya diğer insanların tehdit ve saldırılarına maruz kalan kişilerin o an korku yaşadıklarını söylüyor.
Korkunun tamamen ana özgü olduğunu vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, çözülmemiş sorunların kişinin olağan durumlarda bile tedirgin, endişeli ve kaygılı olmasına yol açtığını kaydetti.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Feneryolu Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, kaygı ve korku ile anksiyete arasındaki farkı anlattı.
Korku ve kaygının en eski çağlardan günümüze insanların önemli sorunu
Korku ve kaygının en eski çağlardan günümüze insanların önemli sorunu olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Hepimiz kendimizi güvende hissetmek isteriz, güvende olamadığımız zamanlar var olamıyoruz ve bu güven hissi de ihtiyaçlar hiyerarşisinde en alt basamakta yer alıyor. Bu da Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisinde bulunuyor.” dedi.
Korku şu an var olan somut tehdit ve tehlike ile ilgili
Korkunun şu an var olan somut tehdit ve tehlike ile ilgili olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, şunları anlattı:
“Örneğin ormanda vahşi bir hayvan ya da büyük bir patlama, doğal afet ve diğer insanların tehdit ve saldırılarına maruz kalan bir kişi, o an korku yaşar. Yani, korku tamamen o ana özgüdür.
Savunma mekanizmasına ne zaman başvurulur?
Kaygı ise, kişinin yaşadığı o anda ve gelecekte nasıl gerçekleşeceği belli olmayan; belki de gerçekleşmesi hiç muhtemel olmayan öznel bir durumla ilgili endişe ve tedirginlik duyma hali olarak tanımlanabilir.
Bireyler kendilerine acı veren durumları inkâr ederler, reddederler, yok sayarlar. İçsel ve dışsal teması keserler ve dolayısıyla savunma mekanizmalarına başvururlar. Bastırılan, bilinç dışına itilen bu durumlar, çözülmemiş sorunlar kişinin olağan durumlarda bile tedirgin, endişeli ve kaygılı olmasına yol açar.”
Kaygının artık başa çıkılamayacak düzeyde kendini göstermesi
Kaygının artık başa çıkılamayacak düzeyde kendini gösterdiğinde kaygı bozuklukları ya da anksiyete bozuklukları adını aldığını da ifade eden Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Psikopatolojik bir duruma dönüşür. Aslında tedavi gerektiren bir noktaya gelir. Kaygı bozukluklarında aşırı düzeyde ya da sık yaşanan bir kaygı mevcuttur. ‘Kaygı bozuklukları’ başlığı altında ise panik bozukluk, ayrılma kaygısı bozukluğu, seçici konuşmazlık (otizm), özgül fobi, sosyal fobi, agorafobi, yaygın kaygı bozukluğu başlıkları bulunuyor.” dedi.
- En son haberler
- Hayvan su kaplarına bir damla yağ donmayı geciktiriyor…24 Ekim 2025
- İleri yaşta sağlıklı beslenmek bilişsel fonksiyonları koruyor!24 Ekim 2025
- Üsküdar’dan bir ilk: Perfüzyon Simülasyon Laboratuvarı açıldı24 Ekim 2025
- Gerçek dostluklar ‘Çevrimdışı’ kaldı!24 Ekim 2025
- Uluslararası öğrenciler UNI101 etkinliğinde buluştu23 Ekim 2025
- Bazı kalp krizleri hissedilmeyebiliyor!23 Ekim 2025
- CRISPR tabanlı pamuk projesine uluslararası ilgi23 Ekim 2025
- Üsküdar’da kampüse dönüş heyecanı…23 Ekim 2025
- İletişim tercihleri akıllı telefonlarla birlikte değişti!23 Ekim 2025
- Prof. Dr. Sevil Atasoy’dan İstanbul’daki sağlık personeline ‘Cinsel Saldırı’ eğitimi23 Ekim 2025
