Markalar saygınlık ve itibar kazanmak için ne yapmalı
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Dinçer Atlı, pandemi döneminde kurumların itibarlarının ve çalışanları ile ilişkilerinin önemine değindi ve önerilerde bulundu.
Dünyanın yaşadığı en ağır sağlık ve ekonomi temelli krizlerden birine neden olan Covid 19 pandemi koşulları, işletmeler için itibar yönetimi ve işveren markası ile ilgili çetin bir mücadeleyi de beraberinde getiriyor. Saygın bir kurum olabilmenin temelinde güvenin yer aldığını vurgulayan uzmanlar, kurumsal itibarın oluşturulabilmesi için güven konusunun bir yönetim felsefesi olarak sahiplenilmesi gerektiğini ifade ediyor. Uzmanlar, işletmelerin özellikle zor zamanlarda mevcut çalışanlara nasıl yaklaştığının oldukça önemli hale geldiğine ve işverenlerin çalışanları ile her zaman güven temelinde açık iletişim içinde olmaları gerektiğine dikkat çekiyor.
Doç. Dr. Dinçer Atlı, 2019 yılı aralık ayında başlayıp dünyanın yaşadığı en ağır sağlık ve ekonomi temelli krizlerden birine neden olan Covid 19 pandemi koşullarının işletmeler için itibar yönetimi ve işveren markası ile ilgili çetin bir mücadeleyi de beraberinde getirdiğini ifade etti.
Saygın kurum olmanın temelinde güven var
İşveren markasının itibar kavramı ile yakın ilişki içinde olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Dinçer Atlı, “İtibar kavramı, kelime kökeni olarak Arapça saygınlık sözcüğünden geliyor. Saygın bir kurum olabilmenin temelinde ise güven var. Bu anlamda kurumsal itibar oluşturmak en başta üst yönetimin güven konusunu bir yönetim felsefesi olarak sahiplenmesi, kurum kültürünü oluşturan kurumsal değerlerin içinde bu konuya yer verilmesi, kurumun sadece karlılığa değil doğaya ve insana da önem vermesi, bir başka deyişle sürdürülebilirliğin öncelikli görülmesi ve stratejik iletişim planlaması ile mümkün.” dedi.
Zihinlerde bırakılan iz ile imaj oluşuyor
İşveren markasının çalışanlar nezdinde kurumun itibarının yanı sıra çalışanlara sunulan ekonomik, duygusal ve kurumun başarıları ile gelişim faaliyetlerini kapsayan fonksiyonel değer tekliflerini içerdiğini belirten Atlı, “Bir başka deyişle işveren markası, bir işletmenin mevcut ve potansiyel çalışanlar üzerindeki çalışılacak en iyi yer olma konusundaki imajı ile ilgilidir. İmaj zihinlerde bırakılan iz demektir. İşveren markası bir işletmenin işveren olarak rakiplerine göre nasıl farklılaştığı ile yakından ilgili olmakla birlikte o işletmenin yetenekli çalışanlar tarafından tercih edilmesinde kritik öneme sahiptir.” diye konuştu.
Zor zamanlarda yetenekler kaybedilmemeli
Pandemi sürecinde mevcut ve potansiyel yeteneklerin yönetilmesinin üst yönetim, kurumsal iletişim ve insan kaynakları yönetimi departmanlarının iş birliği ile gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Dinçer Atlı, “İşletmelerin zor zamanlarda mevcut çalışanlara nasıl yaklaştığı oldukça önemli hale geliyor. Zor zamanlarda yetenekleri kaybetmemek gerekiyor. Bunun yanında ülkemizde kurum karlılığı azalmadığı halde çalışanlardan fedakarlık isteyen ya da çalışanların özlük ve yan haklarını kısıtlayan işletmeler görülebiliyor. Kurum itibarı ve işveren markasının kalbinde dürüstlük ve güven unsuru olduğu düşünülürse işveren imajının iç müşteri olan çalışanlar nezdinde bırakacağı memnuniyetsizlik verimlilik kayıpları yaratırken en yetenekli çalışanlar için cazip işveren olma olanaklarını sınırlayabiliyor.” dedi.
Doç. Dr. Dinçer Atlı, işverenlerin çalışanları ile her zaman güven temelinde ve açık iletişim içinde olmaları gerektiğini söyledi ve sözlerini şöyle tamamladı:
İyi oluş hallerini artırmaya yönelik içerikler oluşturulmalı
“Ayrıca işverenin sunduğu değer teklifleri ile kendini rakiplerine göre nasıl konumladığı da önemli bir konu. İnsan kaynakları yöneticilerinin medyada işveren markası ile ilgili dijital ayak izleri canlı tutmaları, potansiyel adaylar için görülebilir olmaları, iş ilanlarını güncel tutmaları, tüm platformlarda kurumun sunduğu değer teklifleri ön plana çıkarmaları gerekiyor. Aynı zamanda esnek ve uzaktan çalışma olanaklarının belirtilmesi, çalışanlar için iyi oluşu destekleyen sanal etkinliklerin düzenlenmesi, sanal kariyer fuarları düzenlenmesi ya da sanal kariyer fuarlarına katılım, sosyal medyada çalışanların iyi oluş hallerini artırmalarına yönelik içerikler üretmek, yapılan işte anlam duygusu yaratılması, yetenekli çalışanlara özerk çalışma olanakları sağlanması ve kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarının içinde olmak gibi uygulamalar işveren markasını desteklemek için stratejik önem taşıyor.”
- En son haberler
- Susuzluk hissi olmasa da su için!15 Ağustos 2025
- Türkiye'de 6.5 milyon sahipsiz köpek var!15 Ağustos 2025
- Beyinde başlayan iç savaş: MS14 Ağustos 2025
- Arıların yok oluşu zincirleme bir çöküşe sebep olur!14 Ağustos 2025
- Sosyal Medya dolandırıcıları Nevzat Tarhan’ın fotoğraflarıyla reklam yapıyor13 Ağustos 2025
- Prof. Dr. Nazife Güngör’ün eseri Karabağ Üniversitesi kütüphanesine kazandırıldı13 Ağustos 2025
- Beyaz dolgular eski gülüşü geri getiriyor…13 Ağustos 2025
- Hala kararsızsanız ‘Kariyer testi’ ile geleceğinize yön verin!13 Ağustos 2025
- Sarı tişörtlüler geleneksel motivasyon yemeğinde buluştu12 Ağustos 2025
- Tercihleri yaparken yapay zekâya değil, kolektif zekâya güvenin uyarısı!12 Ağustos 2025