Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Genlerimiz bizi aile kurmaya yönlendirir”

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan Suffa Vakfı’nın 13’üncü Mezunlar ve Mensuplar Buluşması Alanya Eğitim Programına konuşmacı olarak katıldı.

Alanya Wome Deluxe Otel’de gerçekleşen programda Prof. Dr. Nevzat Tarhan “Son Sığınak Aile” konulu konferans verdi.

“Genlerimiz bizi aile kurmaya yönlendirir” 

Psikososyal ihtiyaçların ancak evlilikle karşılanabileceğine değinen Tarhan; “Genlerimizde en iyi adayı bulmak, onunla birlikte yaşamak ve çocuk sahibi olmak gibi bir talimatname vardır. Yaratıcı, kadın ve erkeği tek başına ele almamış, bu iki cinsi âdemoğlunun soyunu devam ettirecek unsurun ayakları olarak değerlendirmiştir” dedi.              

“Kadın ve erkek birbirinin tamamlayıcısıdır”

Tarhan, konuşmasının devamında ilişkilerde kadın ve erkek eşitliği konusuna dikkat çekerek; “Biyolojik olarak kadın ve erkek eşit olmadığı gibi, birbirinden üstün de değildir. Sadece birbirlerinden farklıdır. Kadın kadın olduğu için aşağı, erkek de erkek olduğu için ala değildir. Bir bütünün parçası gibi kadın ve erkek birbirinin tamamlayıcısıdır” şeklinde konuştu.

 “Soyut ihtiyaçların ihmali sorunlara yol açar”      

Evlilikte soyut ihtiyaçların ihmal edilmesinin birçok problemin başlangıcını oluşturabileceğini ifade eden Tarhan; “Psikolojik ihtiyaçlarımızın içinde en önemlisi sevgidir. Eşler arasında bu ihtiyacın karşılanmaması duygusal boşluğun oluşmasına zemin hazırlar. Genellikle evlilik öncesi ve evliliğin ilk yıllarında bu ihtiyaç eşler tarafından karşılanırken, ilerleyen yıllarda erkek işine, kadınsa evine ve çocuklarına odaklanmak suretiyle birbirlerini ihmal etmeye başlar. Dolayısıyla bu aşamadan sonra duygusal zayıflık meydana gelir ve evlilikte birçok sıkıntı bu süreçle birlikte başlar” ifadelerini kullandı.

“Modernite boşanmaların oranını artırdı” 

Batıda ve ülkemizde boşanma oranlarının hiçbir zaman günümüzdeki kadar yüksek olmadığının altını çizen Tarhan; “Boşanmaların sebeplerine baktığımızda, modernitenin evlilik bağlarını zayıflattığını görmekteyiz. Modernite, benmerkezciliği ön plana çıkararak “Kişinin her şeyden önce kendisini sevmesi gerektiğini, kutsallığın insanın kendi çıkarında olduğunu söyleyerek insanların bencil zevklerin peşinde koşmasını sağladı” şeklinde konuştu.