Prof. Dr. Tarhan: “Gençlerin anladığı dili yakalamamız lazım”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, moderatörlüğünü Doç. Dr. Oğuz Babüroğlu’nun üstlendiği Akra Arama Konferansının konuğu oldu. Akra çalışanları, Akra’ya konuk ve danışmanlık yapan uzmanlar, dünya çapında katılımcıların olduğu programda değerlendirmelerde bulunan Tarhan; “Şu anda gençlerin anladığı dili yakalamamız lazım. Mesela gençler namazı nasıl kılacağını değil de neden kılacağını soruyorlar. Bu bir ilmi kelam sorusudur. Dil olarak gençleri bu konuda yakalayabiliriz.” dedi.
“Travmalarla toplumdaki algılarda değişim yaşandı”
Grup çalışmalarının eksiklikleri hakkında görüşlerini belirten Tarhan; “Eksiklik konusunda, ilkeler çerçevesinde haber kaynaklarının sınırlı olması, eleştirel yönde zayıflık, editoryal eksilikler, kısa spotlar haricinde benim de bir görüşüm var. Bizim son yıllarımızı işgal eden iki tane büyük travma var. Biri 15 Temmuz travması diğeri de Covid travmasıdır. Bu iki travma birçok eski soruya yeni cevaplar vermemiz gerektiğini gösteriyor. Eski, klasik varoluşsal sorular vardır. Bu travmalarla toplumdaki algılarda değişim yaşandı. İnsanların dini gruplara olan eminlik tanımı değişti. O yüzden dini gruplara olan bu olumsuz algıyı muhakkak göz önüne almamız gerekiyor.” diye konuştu.
Küreselleşme gençlerde yalnızlık problemini getirdi…
Bu dönemde, hızlı küresel dijitalleşme sonucunda özellikle gençler üzerinde ciddi bir yalnızlık problemi oluştuğunu ifade eden Tarhan; “Bu yalnızlık problemini gidermeyle ilgili İngiltere bakanlık kurdu. 3 Mart’ta da Japonya bakanlık kurdu. Bu ülkelerde Covid’den sonra intiharlar daha da artmış. Bunun üzerine Amerika’da psikolojinin devamı gibi yeni bir bilim dalı ortaya çıkmıştır. Pozitif psikolojiyi Harvard 2015’te ders olarak koydu, 2018’de Yale ders olarak koydu. Yale Üniversitesi’nde halka açık bir ders olarak veriliyor. 3 milyon kişi bu dersi almak istiyor. Bence şu anda gençlerin anladığı dili yakalamamız lazım.
Mesela gençler namazı nasıl kılacağını değil de neden kılacağını soruyorlar. Bu bir ilmi kelam sorusudur. Akra grubu TRT’den sonra halka en ulaşılabilir güçlerden biridir. Ben bunu ‘Evlilik Okulu’ projemde gördüm. Din ve bilim sentezini iyi yapan bir gruptur. Dil olarak gençleri bu konuda yakalayabiliriz. Şu anda böyle kapalı grup olan dinleyici grubu açık grup haline getirilebilir. Bunun için de küresel ihtiyaçları analiz etmemiz lazım. Şu anda en büyük küresel sorun da yalnızlık sorunudur. Batı felsefesi kapitalizmi hedonizmi ve narsisizmi yaşam amacı haline indirgedi. Şu an narsisizm illeti diye kitaplar var. Bu zaten bizim kültürümüzde nefis terbiyesi diye geçiyor. Gençlere klasik nefis terbiyesiyle yaklaşırsak eğer öğretemeyiz. Gençler bu sefer, ‘Bana din propagandası yapıyorsun’ diyerek kaçar. Bu bir gerçektir. Bu gerçeğin üzerine biz, dini değerlerin eskisiyle yenisi arasında köprü yapabiliriz. Geleneğe saygılıyız ama gelenekçi değiliz. Bilgelik eğitimi tarzında format değişikliği olabilirse güzel olur.” ifadelerini kullandı.
“Gençlere ulaşılabilirlik sağlamak en büyük ihtiyaçtır”
Gençlere ulaşılabilirlik sağlamanın en büyük ihtiyaç olduğunu dile getiren Tarhan; “21. yüzyıl becerileri vardır. Bilginin yarı ömrü daha önce 30 seneydi şimdi ise 3 seneye düştü. 21. yüzyıl becerilerini bizim güncellememiz gerekiyor. Bunları yaparken varoluşsal sabiteler çok önemlidir. O sabiteleri stratejik hedef olarak kullanacağız. Biliyorsunuz vizyonda insanın olabileceği şeyleri hayal etmesi, misyonda ise yapabileceği şeyleri hayal etmesi var. Biz bu vizyon ve misyonu şu anda renovasyon yapacağız. Biliyorsunuz arama toplantısındaki amaç da odur.
Tarhan: “İlmi kelamın karşılığı bilim felsefesidir…”
Mesela Kur’an ve Hadisi sabite olarak görüyorum. Diğer konunun dışındakiler ise sabite değildir. İmam-ı Gazali sabite değil bence. İmam-ı Gazali bulunduğu çağı aydınlatmıştır, Mevlâna bulunduğu çağı aydınlatmıştır. Hepsi bulunduğu çağı aydınlatmıştır ve biz onların sayesinde o kaynakları kullanabiliyoruz. O halde bu çağın sabit olmayan verilerine göre bazı eski sorulara yeni cevaplar vermemiz lazım. Biraz daha açık konuşmam gerekirse ilmi kelamın karşılığı bilim felsefesidir. Bunun lise seviyesine indirilmesi lazım. Ben bunu ilahiyatçı hocalara söylediğim zaman bana ‘Felsefenin konusu ulemanın konusudur.’ diyorlar. Ulema, ‘İslam alimleri kendi arasında konuşur’ diyor. Bence şu anda ulemanın konusu değil de artık lise öğrencilerinin konusudur. O yüzden bilgelik okulu tarzında bir program olmalıdır. Program akıl ile kalbi, geçmiş ile geleceği birleştirecek ve bilim sentezi yapacak bir program olmalıdır. Ben dinleyicisini ve kültürünü düşünerek, biraz da büyük fotoğrafa uzaktan bakarak bunları söylüyorum. Akra FM’in hedef kitlesi gençler olursa zaten gençler yeni bir kitle de oluştururlar. Gençlere ulaşılabilirlik sağlamak en büyük ihtiyaçtır. Kritik olmadan analiz olmuyor. Onun için bunları yapmak kişinin bir nevi yol haritasını yeniden çizmesi anlamına geliyor.” şeklinde konuştu.
- En son haberler
- TMS yöntemi Alzheimer’a umut olabilir mi?18 Kasım 2024
- Üsküdar Üniversitesi, G20 Neuroscience20 Zirvesi’nde Türkiye’yi temsil etti!18 Kasım 2024
- İnsan, hayvan ve çevre sağlığını içeren ‘tek’ sağlık sorunu: Antibiyotik direnci16 Kasım 2024
- İyilik yapan, iyilik görenden daha mutlu oluyor!16 Kasım 2024
- Elektronik sigara gençleri tehdit ediyor kanser riskini arttırabiliyor15 Kasım 2024
- Dünya Ergoterapi Gününde 4’üncü Kanıta Dayalı Ergoterapi Uygulamaları etkinliği gerçekleştirildi15 Kasım 2024
- İklim değişikliği biyoçeşitliliği azaltıyor!15 Kasım 2024
- Hemşirelik öğrencilerine akreditasyon ve önemi anlatıldı15 Kasım 2024
- KASTOB iş birliği ile sosyal inovasyon projeleri değerlendirme toplantısı düzenlendi15 Kasım 2024
- Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Programı öğrencisinden uluslararası başarı…15 Kasım 2024