Sosyal hayata katılmaları sağlanmalı
Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Aydın Öztürk, “18-24 Mart tarihleri arasında kutlanan Yaşlılara Saygı Haftası, dünyada nüfusun hızla yaşlandığı, yaşlıların özellikle pandemiyle birlikte daha fazla sosyal izolasyona maruz kaldığı ve çoğu zaman asgari yaşam şartlarına ulaşamadığı bugünlerde daha da çok önem kazanıyor” dedi.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşlı nüfusun arttığına dikkat çeken uzmanlar, 2050 yılında Türkiye’de yaşayan her 6 kişiden birinin 65 yaş üzeri olacağının tahmin edildiğini belirtiyor. İleri yaştaki kişilerin sosyal yaşama katılmalarının önemine işaret eden uzmanlar, şehirlerin yaşlı dostu şehirler olarak tasarlanması gerektiğini kaydediyor.
Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji bölümü öğretim üyesi Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Aydın Öztürk, Yaşlılara Saygı Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada yaşlıların sosyal hayattaki konumlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Aydın Öztürk, “18-24 Mart tarihleri arasında kutlanan Yaşlılara Saygı Haftası, dünyada nüfusun hızla yaşlandığı, yaşlıların özellikle pandemiyle birlikte daha fazla sosyal izolasyona maruz kaldığı ve çoğu zaman asgari yaşam şartlarına ulaşamadığı bugünlerde daha da çok önem kazanıyor” dedi.
Türkiye’nin yaşlı nüfusu artıyor
Dünyada ve Türkiye’de nüfusun yaşlanmasıyla beraber, yaşam şartlarının iyileştirilmesinin zorunlu hale geldiğini kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Aydın Öztürk, şunları söyledi:
“Türkiye İstatistik Kurumu 2020 verilerine göre Türkiye’de yaşayan 65 yaş üzeri nüfus %7,1’den %9,5’e yükseldi. Ayrıca Türkiye 167 ülke arasında en yaşlı nüfusa sahip 66. ülkedir. Birleşmiş Milletler 2050 yılında tüm dünyadaki yaşlı nüfusunun iki kat artış göstereceğini tahmin ediyor. Peki bu veriler bize aslında ne söylüyor? Dünya pandemiyle birlikte günden güne daha karmaşık hale gelirken acaba ülkeler ileri yaştaki sakinleri için sağlıklı bir gelecek tasarlayabilecek mi?”
Yaşlılar kendilerini yalnız ve mutsuz hisssedebilir
Türkiye’nin yalnızca birkaç sene içinde demografik olarak ‘çok yaşlı ülkeler’ arasına girmiş olacağını kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Aydın Öztürk, “Ancak ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan bu duruma hazırlıklı olmak da çok büyük önem kazanıyor. Toplumumuzda yaşlı bireyler eş ya da akranlarını kaybetmesi, çalışma hayatında aktif yer almamaları, sosyal hayatın dışında kalmaları, kronik hastalıklarla mücadele etmeleri ve ekonomik zorluklarla uğraşmak zorunda kalmaları sebebiyle kendilerini yalnız, mutsuz ya da izole olmuş hissedebilirler” diye konuştu.
Yaş ayrımcılığına dikkat
“Bunlara ek olarak günlük hayatta maruz kaldıkları yaş ayrımcılığı da kendilerini kötü hissetmelerine sebep olur” uyarısında bulunan Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Aydın Öztürk, “Yaşlı bireyler sosyalleştikleri, değer gördükleri ve yaşadıkları topluma dahil olabildikleri takdirde kendilerini gerçekleştirmiş olurlar. Aslında yaşlılara saygı göstermek ve onların bilgi ve deneyimlerinden feyz almak geleneksel Türk aile yapısı içinde önemli bir konudur. Burada varolan geleneksel değerler ile bilimin bizlere sunduğu bilgileri bir araya getirmek zorundayız. Araştırmalar sosyal hayata dahil olan, kendisini toplumdan soyutlanma yerine onun bir parçası olarak gören yaşlıların hem fiziken hem de psikolojik olarak daha iyi hissettiklerini göstermektedir” diye konuştu.
Pandemi yaşlılarda yoğun kaygıya yol açtı
Özellikle pandemi döneminde tüm dünyadaki yaşlı bireylerin zorlu bir sınav verdiğine dikkat çeken Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Aydın Öztürk, “Son bir senedir yaşlılar sokağa çıkma yasakları, kısıtlamalar ve hayatını kaybetme korkusu ile yüzleşmektedir. Medyada yapılan haberler de zaman zaman yaşlıların daha endişeli olmasına sebebiyet verebilir. Yaptığımız araştırmaya göre Türkiye’de yaşayan 65 yaş üzerindeki kişilerde pandemi kaynaklı kaygı düzeyi yaklaşık %80 seviyesine çıkmaktadır” diye konuştu.
Yaşlı dostu şehirler inşa etmeliyiz
Şehirlerin yaşlıların da huzurla yaşayabileceği mekanlar haline getirilmesi gerektiğine işaret eden Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Aydın Öztürk, “Maalesef yaşlılar için pandemi öncesi veya sonrasında çok kolay bir sosyal hayattan söz etmek mümkün değil. Öncelikle emeklilik sonrası ekonomik gelirin düşmesi yaşlıları daha en baştan pek çok etkinliğe girişmekten vazgeçirir. Bu sebeple yerel ve merkezi idarelerin yaşlılar için sosyal yaşam alanları oluşturmaları ve ücretsiz etkinlikler düzenlemeleri gerekir. Şehirlerimizi yaşlıların da huzurla yaşayabileceği mekanlara dönüştürmek zorundayız. 2050 yılında Türkiye’de yaşayan her 6 kişiden birinin 65 yaş üzeri olacağı düşünülürse, yaşadığımız mekanların yaşlı dostu şehirlere evrilmesinin gelecek için önemi ortaya çıkar” diye konuştu.
- En son haberler
- Panikatak yok ama sürekli kaygı ve endişe var!26 Haziran 2025
- Kanıta dayalı ergoterapi uygulamaları etkinliğinin 8’incisi düzenlendi26 Haziran 2025
- Haydi Tut Elimi Derneği 2025 Olağan Genel Kurul toplantısı gerçekleştirildi26 Haziran 2025
- Ebelik bölümünde yemin töreni coşkusu26 Haziran 2025
- Tarih öğrencileri akademik ve bilimsel sunum pratiği ile mezun oluyor26 Haziran 2025
- Çocuğunuz çevresel uyaranlara yeteri kadar maruz kalıyor mu?26 Haziran 2025
- Ergenlerde ekran süresi 9 saati buluyor!26 Haziran 2025
- Engel tanımayan icat "Yol Arkadaşım"25 Haziran 2025
- Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Anoreksiya, nasihatle düzelmez!”25 Haziran 2025
- Düşük doz radyasyon, yüksek güvenlik!24 Haziran 2025