Futbolun kanayan yarası: Holiganizm
Milli Takımımızın EURO 2016’da İspanya’ya mağlup olmasının ardından Fatih Terim ile kızları ve Arda Turan vicdanın sınırlarını zorlayan saldırıların hedefi oldu. Peki bir taraftarı holigana dönüştüren nedenler nelerdir?
Adını İngiltere’de düğünlerde olay ve gürültü çıkaran ‘Holigan’ ailesinden alıyor, en çok futbol ile anılıyor. Türk futbolunun kanayan yarası holiganizm en son A Milli Futbol Takımımızın EURO 2016’da İspanya’ya mağlup olmasının ardından yeniden gündeme geldi. Başta Fatih Terim ile kızları ve Arda Turan eleştirinin ve hakaretin dozunu artırarak vicdan sınırlarını zorlayan saldırıların hedefi haline geldi. Holigan dehşeti sosyal medyada kan donduran cümlelerle terör estirdi. Sporda ana kural rakibe saygı. Yenmek de yenilmek de var. Yenilgide aklın ve vicdanın sesini kesip dehşet saçmak nasıl bir psikolojinin yansıması, bir taraftar nasıl holigana dönüşür gibi soruları Üsküdar Üniversitesi Rektörü Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a sorduk.
Holiganizm nedir?
Aslında fanatizm, bilimde, siyasette, milliyetçilikte var. Spordaki adı holiganizm. Holiganizm, spora şiddet katar. Bu kişiler aynı zamanda fanatik kişilerdir. Holigan sporun felsefesine aykırı, centilmenlik içermeyen, barışçı yarışmalıktan öte savaşçıl yarışmacılık ile rekabet duygusunu uç noktalarda yaşar.
Holiganlar neden daha çok futbol takımlarından çıkıyor?
Kimi futbol seyircisinin futbolu, öfkenin, saldırganlık duygularının kabul edilebilir bir alanı olarak görmesi ve takımların milyonlarca taraftar kitlesinin olması futbolda fanatizmin daha yoğun görülmesine neden olabiliyor. Kişinin her türlü sözlerin tölere edilebildiği bir spor alanının olmadığını görüyoruz. İnsandaki rekabet duygusu ve tarafgirlik duygusuna hitap ettiği için futbol, dünyada üzerinde birleşilen en önemli spor dalı.
Fanatiğin bilinç altında ne yatıyor?
Rekabet, tarafgirlik duygusu insanda genetik olarak var. Bu duygunun arkasında bağlanma duygusu yatıyor. İnsan genetik kodları itibariyle yüksek bir güce, değere bağlanmak ister, böyle kişi kendini güvende ve iyi hisseder. Psikolojik bütünlüğü eksik kimi kişiler özgüvenini artırmak için fanatizme yönelebilir. Buradan beslenir. Takımıyla özdeşim kuran bu kişiler takımını da kendi kimliğinin uzantısı gibi görürler.
Diyaloğa kapalı özeleştiriden uzaklar
Taraftarlık ve fanatizm arasında nasıl bir bağ var?
Taraftar olmak ayrı, fanatik olmak ayrı. Normal futbolsever öncelikle sporu, sonra takımını sever. Sonuçları mantıklı sorgulayabilir. Kişi yenilgiyi kabul etmeyip, takımına karşı haksızlık yapıldığını körü körüne savunursa burada fanatizm devreye girer. Bu kişiler diyaloğa kapalı, özeleştiriden uzaktırlar. Müsabaka anında çevresindekilere zarar verebilir, sandalye, bıçak fırlatabilir ki bu yönde yaşanmış çok olay var spor tarihimizde.
Futbol maçları stres atma yeri olarak görülüyor. Aşırı stres bir faktör mü?
Futbol, kimi kesim tarafından öfkenin ve saldırganlığın kabul edilebilir ifade alanının kabulü olarak değerlendirilir. Başka yerde söyleyemediği küfürleri karşılaşmaları seyrederken söyler. Maçlarda karşılaşmaları öfkesini ifade ederek stres azaltma tekniği olarak görürler. Aslında böyle kişiler takımı değil de kendinde uyandırdığı öfkeyi seviyor. Takıma da zarar verirler. Kabul edilmeyen saldırganlık varsa bedel ödetilmeli.
Holigan olmanın evreleri var mı? Çocukluk ve gençlikte görülen belirtileri neler?
Çocukluklarında sevdiğini aşırı sever, nefret ettiğinden de aşırı nefret eder. Holigan olmaya yatkınlık buradan da anlaşılabilir. Duygularında iki uç arasında gider gelirler. Duygusal olarak dengeli değillerdir. Her zaman kendi duygularını tatmin için fanatizm adayıdırlar. Başkalarının haklarını yutar ve övgüyle beslenirler. Bu kişileri övdüğünde senden iyisi yok eleştirdiğinde ise birbirlerine yumrukla saldıracak aşamaya geldiklerine şahit olabiliriz. Fanatizmin ilacı özeleştiriyi öğrenmek, bu beceriyi geliştirmek.
Holiganlar başta İngiltere ve Balkan ülkeleri, Arjantin ve Meksika gibi ülkelerin sorunu. İspanya, Almanya ve Fransa futbolda başarılı olmasına rağmen holigan vakalarını nadiren yaşıyor? Cografya, kültür düzeyi etkili olabilir mi?
Spor ahlakı etkili. Spor ahlakanın küçük yaşlarda öğretilmesi gerekir. Aksi halde kaos yaşanmaya devam eder.
Holiganizm nasıl biter?
Toplumun, ailenin, yöneticilerin bunu onaylamaması holiganizmi geriletir. Mesela yöneticiler mesela eğer iyi rol model değillerse holiganizmi tetikleyebilir. Eğer maçı her ne olursa olsun kazanma pahasına el altından fanatizmi destekliyor, kötücül duyguların önünü açıyorsa bu doğru değildir. Kültür olarak bu duyguları beslemiş olur. Yöneticilerin, sporcuların, toplumun bu tutuma tavır koyması gerekir aksi halde toplum zehirlenir.
Babalar dikkat!
Fanatizmde daha çok öğrenme önemli. Duygusal olarak kişide bir dengesizlik hali varsa fanatizme eğilim söz konusu. Çocuk babayı modeller. Çocuk bir süre sonra babasına ‘Ben artık kendi takımımı tutmak istiyorum’ diyebilir. Baba da buna istinaden ‘Vay sen benim tuttuğum takımı nasıl tutmazsın deyip’ küser, konuşmaz ve çocuğuna yönelik sorumluluklarında kısıtlılığa giderse baba fanatik ve tedaviliktir.
Madde bağımlılığı gibi
Kişinin beyninde ödül ceza sistemi bozuluyor. Ödüle doymama ve ödül yetmezliği sendromu yaşanmaya başlıyor. Fanatik kişi uyuşturucu almış gibidir. Uçma duygusu yaşar. Realite ve algı körlüğü yaşar. Sporun sonunda yenen ile yenilen centilmenlik gereği el sıkışır buna bile tahammül edemezler. El sıkışmak aslında fanatizm, spor narsizmini yok etme adına yapılır. Spor kibrinin düzeltilmesi, yenilgiyi kabul etme beceresi geliştirmek içindir. Karşı tarafa saygı duymayı yaşam becerisi olarak öğrenmek içindir.
Bir fanatiğin profili
- Özgüven eksikliği vardır. Abartılı bir şekilde sever sevdiğini.
-Kendi egolarını tatmin etme yönünde yaşarlar.
- Kusurlarıyla birlikte ayakta durma beceresi gelişmemiştir.
- Ego yerine bağlandığı kişiyi koyar. Onunla özdeşim kurar.
-Yapış yapış ilişki kurar, psikolojik bütünlüğünü sağlar.
- Hukuku yok sayarlar. Kendi hukuk normlarını kendileri geliştirir.
- Narsist kişiler kanser hücresi gibidir, başkasını yutarak beslenirler.
- En son haberler
- Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Mevlana’yı bugünün elbisesini giydirerek anlayabiliriz”30 Aralık 2024
- Yeni yıla sağlıklı başlamak için bu önerilere kulak verin…30 Aralık 2024
- Yılbaşı sofralarının çeşitliliği sindirim problemlerine yol açabilir!30 Aralık 2024
- “3. Genetik ve Kişiye Özel Tedavi Sempozyumu” yapıldı28 Aralık 2024
- Güvensiz ev ortamı yalnızlığı tetikliyor!28 Aralık 2024
- Yeni bir yıl, temiz bir sayfa için fırsat!27 Aralık 2024
- Fizyoterapistlerin tezleri literatüre büyük katkı sağlıyor…27 Aralık 2024
- “6. Uluslararası Yalnızlık Sempozyumu” nda “Yaşlılık ve Yalnızlık” ele alındı27 Aralık 2024
- Türkiye’nin gençlerinden geleceğe güçlü adımlar…27 Aralık 2024
- Antidepresan kullanımı doktor kontrolünde başlamalı ve ilerlemeli!26 Aralık 2024