İstenen bebek daha sağlıklı gelişiyor

Abone ol

google news logo
Giriş23 Mayıs 2016
Güncelleme10 Nisan 2023

İstenen bebek daha sağlıklı gelişiyorProf. Dr. Nevzat Tarhan, gebelik ve sonrası anne psikolojisi ve sağlığı ile ilgili ŞIK okuyucularına önemli bilgiler verdi.

Gebelik döneminde kadınlar, hormonlarındaki değişiklikler nedeniyle farklı ve düzensiz duygular yaşar… Bu dönemde ortaya çıkan luteinizan hormonlarının antidepresan etkileri vardır. Kadın bu dönemde kendini çok iyi hisseder ama doğumdan sonra annelik hüznü yaşayabilir. Peki kadınlar anne olmaya hazır olduklarını nasıl anlar?

Üsküdar Üniversitesi Rektörü, psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, gebelik döneminde ve doğum sonrasında cinsiyet hormonlarının değişimi nedeniyle kadınların duygulanım değişiklikleri yaşadıklarını belirtti. Prof. Dr. Tarhan, bu konuda şunları söyledi:

ANNE OLUNCA EŞİNİ UNUTMAK EVLİLİĞE ZARAR VEREBİLİR

“Doğum sonrası salgılanan oksitosin yani bağlanma hormonu anne çocuk bağlanmasını artırırken uçma duygusu, aşk ve şefkat duygularını da yükseltir. Anne olunca eşini unutan kadınlar farkında olmadan evliliğe zarar verebilir. Bu tuhaflığı biyolojimize borçluyuz. Ancak iradesini kullanan kadınlar hormonlarını yönetirken aşklarını da yönetmiş olurlar abartıdan kaçınırlar.

Gebelik döneminde cinsiyet hormonları farklı çalışır. Adet periyodunun ilk yarısında östrojen gibi dişilik hormonları salgılanırken ikinci yarısında luteinizan özellikteki annelik duygusu ile ilgili hormonlar salgılanır. Bu hormonlar gebelikte ön plana çıkar. Luteinizan hormonların bir özelliği de antidepresan etkilerinin olmasıdır. Bu sebeple hafif depresyonlar hamilelik esnasında düzelir. Birçok anne gebelikteki mutluluğu tekrar yaşamak için yeniden hamile kalmak ister.

İSTENEN BEBEK DAHA SAĞLIKLI

Son yapılan araştırmalar bebeklerin anne karnında iken duygusal hafızalarının çalıştığını, annesi tarafından istenen ve sevilen çocukların daha sağlıklı geliştiği ve büyüdüğünü göstermektedir. Ayrıca doğum sonrası annenin bebeğe dokunması ve yakın olmasının çok önemli olduğu anlaşılmıştır. Darwin'in “Anne çocuk arasındaki savaşı anne kazanmalıdır, çocuk ağladığında kucağınıza almayınız” tezinin yanlışlığı bu bilgiler neticesinde ortaya çıkmıştır.

KADINLARIN EN ZAYIF ANI: LOHUSALIK

Gebelik ve emzirme döneminde bazı korkular vardır. Özellikle ilk çocukta annenin çocuğa bakamayacağı korkusu, doğum sonrası depresyonu artırır. Doğum sonrası lohusalık kadının en hassas ve en zayıf dönemlerinden birisidir. Hormonları normal düzene geçiş yapmaya çalışır. Diğer taraftan aile desteği yoksa kronik gerilim hali oluşur, uykusunu alamaz. Bazı bünyelerde “postpartum psikoz” dediğimiz ciddi akıl hastalığı bulgularına rastlanır. Fakat bu durumun genelde genetik bir boyutu vardır.

 

DEPRESYON PUANINI ARTIRAN ŞEYLER

Gebelik ve emzirme döneminde her ilacın kullanılmaması duyarlılık gerektirir. Yakın hekim takibine ilaveten psikoterapi desteği bu dönemde önem taşır. Gebelik, emzirme, ilk annelik korkularının giderilmesi koruyucu ruh sağlığı açısından çok mühimdir. Bunun için bizim kültürümüz bazı yöntemler geliştirmiştir. Geleneksel köy, kasaba yaşantısında bir gelin evine gelmeden önce komşusunun evinde bir süre bekletilir. Bu komşu evi bundan sonraki hayatında gelinin ikinci evi sayılır. İhtiyaç olduğunda dayanacağı, paylaşacağı bir kapı vardır.
Evlilik, doğum gibi psikososyal yönü olan hadiselerin günümüzde komşuluk bağlarının zayıflaması, akrabalık ilişkilerinin gevşemesi gibi sebeplerle daha zor atlatıldığını ve depresyon puanını artırdığını söyleyebiliriz.

ANNELİK HÜZNÜ NORMALDİR

Doğumdan sonraki iki haftada kadınların yüzde 70'inde hafif, orta ve şiddetli olmak üzere farklı oranlarda duygulanım değişiklikleri yaşanır. Hafif üzüntü, ağlamanın yanında artan korkular bunun belirtileridir. Anne aile üyelerinin yardımına ihtiyaç duyar. “Annelik hüznü” olarak da tanımlanacak bu dönem doğaldır. Doğum gibi güç bir olayın vücutta yaptığı değişikliklerle ilgilidir. (Aynı duruma herhangi bir ameliyat sonrasında da rastlanır.) Kortizol gibi stres hormonlarının bu dönemde yükseldiği bilinir.

BU DUYGULARA DİKKAT!

Stres hormonlarının yükselmesi, annelik hüznünü tetikleyip depresyona dönüştürme riskini taşır. Tabii her doğumdan sonra depresyon görüleceği inancı yanlıştır ama ilk doğumundan sonra depresyon yaşayan kadınların sonraki doğumlarında uyanık olmasında yarar vardır. Annenin psikolojik destek aldığı lohusalık döneminde üzüntü, ağlama gibi hüzün belirtileri kolaylıkla düzelir. Eğer annede sebepsiz suçluluk duygusu varsa ve çocuğa bakamayacağı düşüncesi ile kendini suçluyorsa psikoterapi almasının yararı olur.

Doğum sonrasında yaşanan yeni bir çocuktan sorumlu olma, çocuğu kaybetme ihtimali, istemeden de olsa ona zarar verme gibi korkular, aile işleyişinin değiştirerek bazı uyum bozukluklarına yol açabilir. Ancak uyum bozuklukları aşırıya kaçarsa psikiyatrik yardım şarttır. Bu dönemin hafif geçmesi annenin desteklenmesi mümkündür.”

SÖZCÜ