Üsküdarlı bilim insanları Akdeniz Anemisi tedavisinde yeni bir ilaç molekülü geliştirdi!
Türk bilim insanları, Akdeniz Anemisi ya da tıptaki adıyla Talasemi tedavisinde kullanılmak üzere yeni bir ilaç adayı molekül geliştirdi. Üsküdar Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi ortaklığı ile üç yıldır devam eden çalışmalar sonunda mikroalglerden yeni bir şelatör ilaç molekülü elde edildi. Talasemi hastalarında ölüme yol açan demir yığılımını önleyen ilaç adayı molekülünü ilaca dönüştürmek üzere Avrupa Patent başvurusu yapıldı.
Akdeniz Anemisi ya da tıptaki adıyla Talasemi tedavisinde kullanılmak üzere Üsküdar Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi ortaklığında 2013 yılında başlatılan çalışmalar kapsamında yeni bir ilaç adayı molekülü elde edildi.
TÜBİTAK Projesi kapsamında Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Belkıs Atasever Arslan ve Biyomühendislik Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu, Sabancı Üniversitesi’nden Dr. Ahmet Can Timuçin ve Prof. Dr. Selim Çetiner 3 yıl süren araştırmaları sonucunda mikroalglerden yeni bir şelatör ilaç molekülü elde etti.
Talasemi tedavisinde kullanılabilecek ilaç adayı molekülün ilaca dönüştürmek üzere Avrupa Patent başvurusu yapıldı. Bu patent ile dünyada Talasemi dışında demir yığılımı olan birçok hastalıkta kullanılabilecek ve ülke ekonomisine yüksek katma değer sağlayacak, düşük maliyetli ulusal ilaç üretiminin gerçekleştirilmesi hedefleniyor.
Akdeniz Anemisinin (Talasemi) ülkemizin de içerisinde bulunduğu Akdeniz bölgesinde, Orta Doğu, Hindistan, Uzak Doğu ve Afrika’da sıklıkla görülen kalıtsal bir hastalık olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Belkıs Atasever Arslan, “Dünyada her yıl 300 binden fazla çocuk bu hastalıkla dünyaya gelirken hastalığın çeşitli alt grupları bulunmaktadır” dedi.
Şelatör ilaçlar demir yığılımını önlüyor
Hastalığın tedavisinde kullanılan şelatör ilacın demir yığılımını önlediğini belirten Arslan, “Özellikle beta talasemi majör hastalığında yaşam boyu düzenli kan transfüzyonu yapılması gerekmekte ancak bu vücutta demir yığılımına neden olmaktadır. Demir yığılımı, kalp yetmezliği, siroz ve endokrin anormalliklere yol açar ve Akdeniz anemisinde ana ölüm nedenlerinden biri demir yığılımıdır. Bu nedenle hastalar demiri uzaklaştıran şelatör ilaç tedavisi görmektedirler” diye konuştu.

- En son haberler
- Gelenekle modernlik arasında köprü kuran kadın sufiler!07 Kasım 2025
- Prof. Dr. İbrahim Özdemir, Endonezya’da “İslam ve İklim Krizi” ni ele aldı07 Kasım 2025
- “Aile Yılı” kapsamında “Koruyucu Aile Hizmet Modeli” tanıtıldı07 Kasım 2025
- Acil Durum ve Afet Yönetimi öğrencileri itfaiyeyi yakından inceledi07 Kasım 2025
- Alzheimer hastalığının 10 uyarıcı belirtisi nedir?07 Kasım 2025
- SHMYO programları MEDEK değerlendirmesinden geçti07 Kasım 2025
- Bir varoluş hikayesi “Mağaradan Mars’a” ÜÜ yayınlarından raflarda…07 Kasım 2025
- Saniyelerle yarışan teknoloji Üsküdar’da!07 Kasım 2025
- Ünlü Psikiyatrist Prof. Dr. Mehmet Zihni Sungur Üsküdar Üniversitesi’nde!07 Kasım 2025
- Türk Dünyasıyla Akademik Bağlar Güçleniyor07 Kasım 2025
