Üsküdar Üniversitesi akademisyenleri Demokrasi Duruşunda…

15 Temmuz Darbe Girişiminin hemen ardından net duruşuyla girişimi kınayan Üsküdar Üniversitesi, Demokrasi yürüyüşlerinin ardından şimdi de demokrasi duruşunda. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, Eğitim Ekonomisi İş Konseyi tarafından Taksim’de gerçekleştiren demokrasi duruşuna Üsküdar Üniversitesinden rektör yardımcıları ve çok sayıda öğretim üyesi katıldı. Prof. Dr. Muhsin Konuk alanda yaptığı konuşmada eleştirel düşüncenin önemine dikkat çekti.

15 Temmuz Darbe Girişiminin ardından Üsküdar Üniversitesi gerek basına gerek ise kamuoyuna yaptığı açıklamalarıyla darbe girişimini kınamıştı.

Tepki amaçlı demokrasi yürüyüşlerine de katılan Üsküdar Üniversitesi, ilk olarak Rektör Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın öncülüğünde, aralarında rektör yardımcıları, dekanlar ile çok sayıda akademik personelin bulunduğu Vatan Caddesi’nde gerçekleştirilen demokrasi yürüyüşüne katılmıştı.

Üsküdar Üniversitesi, Mütevelli Heyeti Başkanı A. Furkan Tarhan, Rektör Prof. Dr. Nevzat Tarhan öncülüğünde daha sonra Boğaziçi köprüsüne yürümüştü. Üniversite’nin Altunizade’de bulunan Güney Yerleşkesi’nden ellerinde Türk bayrakları ve “Hâkimiyet Milletindir” pankartı ile harekete geçen öğretim üyeleri, sloganlar eşliğinde 15 Temmuz Şehitler Köprüsüne yürüyerek darbe girişimini kınamıştı.

Üsküdar Üniversitesi akademisyenleri son olarak da Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu; Eğitim Ekonomisi İş Konseyi tarafından Taksim’de düzenlenen Demokrasi Duruşuna katıldı.

Farklı üniversitelerden akademisyenlerin de katıldığı programda Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Konuk topluluğa seslenerek eleştiri kültürüne dikkat çekti. Konuk şunları söyledi:

“Darbenin ülkemize hiçbir düzen katmayacak, aksine kaos ortamı oluşturacaktır. Üsküdar Üniversitesi her zaman demokrasinin yanında olduğunu bir kez daha göstermiştir. Darbe girişiminde insanlarımız bu ülke, vatan için canlarını düşünmeden verdi. Şehit oldular. Allah o şehitlerin ruhlarını üzerimizden eksik etmesin. Bu olaylar son bulsun diyorsak yetiştirdiğimiz insanlara eleştiril düşünceyi öğretmek zorundayız. Eleştiri olmadığı yerde insanlar itaat kültürüyle koyun gibi güdülür. Ülkemiz böyle kalkışmaları bir daha bir daha hep yaşar.”