Üsküdar Üniversitesinden “Deprem Manifestosu”
Üsküdar Üniversitesi tarafından bu yıl “İyilik Bilimi / İyilikten Ne Doğar? & Deprem ve Travma Sonrası Büyüme” temasıyla düzenlenen 5. Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresi, üç gün süren oturumların ardından tamamlandı. Kongre düzenleme kurulu tarafından ilan edilen “Deprem Sonucu, Travma Sonrası Büyüme Manifestosu”nda deprem gibi travmatik deneyimlerin sadece psikolojik bozukluklara değil, aynı zamanda olumlu değişim ve gelişime de neden olabildiği vurgulandı. 7 maddelik manifestoda ülkemizi yasa boğan Kahramanmaraş merkezli depremlerden alınması gereken derslere dikkat çekildi. Depremin tüm vatandaşlarımız ve ülkemiz için büyüme ve gelişimi yönlendirme ve farkındalığı artırma fırsatı olarak değerlendirilmesi gerektiğinin vurgulandığı manifestoda “Ülkemizdeki çocuk, genç, yetişkin tüm bireylerde farkındalık, hazırlık ve başa çıkma açısından gelişim ve öğrenmeyi destekleyici faaliyetler arttırılmalıdır. Toplum olarak da yardımlaşma, iş birliği ve örgütlenme açısından gelişime yol açacak adımlar atılmalıdır.” denildi.
Kahramanmaraş depremleri bir fırsat olarak değerlendirilmeli
Üsküdar Üniversitesi, NPİSTANBUL Hastanesi, NP Etiler & Feneryolu Tıp Merkezi, Türk Psikolojik Danışma Rehberlik Derneği ve Pozitif Psikoloji Enstitüsü paydaşlığında düzenlenen Üsküdar Üniversitesi 5. Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresi, bu yıl “İyilik Bilimi / İyilikten Ne Doğar? & Deprem ve Travma Sonrası Büyüme” temasıyla gerçekleştirildi.
Deprem Sonucu, Travma Sonrası Büyüme Manifestosu ilan edildi
Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda düzenlenen ve fi-jital olarak gerçekleştirilen kongre üç gün devam eden oturumların ardından tamamlandı. Kongre düzenleme komitesi tarafından “Deprem Sonucu, Travma Sonrası Büyüme Manifestosu” ilan edilmesiyle sona erdi.
Asrın felaketi, beden ve ruh sağlığını etkiledi
Manifestoda Türkiye’nin 6 Şubat 2023 günü tarihinin en büyük afetlerinden birini yaşadığı belirtilerek “Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 11 ilimizi etkileyen depremlerde bir ay sonraki resmi verilere göre 50 bine yakın insanımız hayatını kaybetti, yüzbinlerce kişi yaralandı ve bir o kadar yapı hasar aldı ya da yıkıldı. Birleşmiş Milletlerin (BM) resmî açıklamasında maddi kaybın 100 milyar doları bulduğu ifade edildi. Asrın felaketi olarak da adlandırılan bu afet, bütün yurttaşlarımızın günlük yaşamlarıyla beraber beden ve ruh sağlığını doğrudan ya da dolaylı olarak etkiledi.” denildi.
Psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıkması tetiklenmektedir
Bu tarz doğal afetlerin, önceden bilinemez olmalarının, kişide çaresizlik duygusu uyandırmaları ve normal hayatta büyük değişimlere neden olmaları sebebiyle psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıkmasını tetiklediğinin belirtildiği manifestoda, “Bu rahatsızlıklar arasında en yaygın olanları depresyon ve travma sonrası stres bozukluğudur. Depresyonun en çok görülen belirtileri isteksizlik, halsizlik, moralsizlik, uyku ve iştah sorunları ile hayattan zevk alamamaktır. Travma sonrası stres bozukluğunun belirtileri arasında ise travmatik olaydan sonra yaşanılan olayı sürekli hatırlama, travmayı hatırlatan durum veya olaylardan kaçınma ve yüksek uyarılmışlık hali yer almaktadır. Bu gibi ruh sağlığı problemleri bireylerde farklı özellikler sergileyebilmekte ve tanı ve tedavide zorluklar görülebilmektedir.” denildi.
Travmatik deneyimler, olumlu değişim ve gelişime neden olabilmektedir
Deprem gibi travmatik deneyimlerin sadece psikolojik bozukluklara değil, aynı zamanda olumlu değişim ve gelişime de neden olabildiğinin kaydedildiği manifestoda, “Travma sonrası büyüme kavramı, kişinin stresli olaylar ile mücadele etmesi sonucu ortaya çıkan pozitif psikolojik değişimlere işaret etmektedir. Bu kişilerin kendini anlama, sosyal ilişkiler ve hayat felsefesi alanlarında değişim ve iyileşme görülmektedir. Yaşanan acı ve zorluklar birey ve toplumda gelişimi destekleyici sonuçlar doğurabilir. Travmatik olaylar sonrası alanında uzman kişilerce sağlanacak profesyonel psikososyal desteğin travma sonrası gelişimi destekleyici olacağı düşünülmektedir.” denildi.
Afetlere hazırlık önem taşımaktadır
Manifestoda deprem sonrası dönemin, yaraların sarılması, temel ihtiyaçların giderilmesi ve psikososyal destek faaliyetlerinin sağlanması açısından oldukça önemli olduğu vurgulanarak “Afetin ilk anından itibaren uluslararası ve ulusal kuruluşlar devreye girmiş ve tüm toplumumuz devlet ve millet seferberliği içinde bölgeye yardımlarını başlatmış ve devam ettirmektedir. Bu büyük afet, ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini hatırlatarak afetlere hazırlık ve afet yönetimi konusunda farkındalığın artması bakımından değerlendirilmelidir. Sadece Türkiye’nin değil bütün dünya ülkelerinin kurtarma timleri ve yardım gönderdiği görüldü. Bir komşu ülke ‘Biz sizi güçlü biliriz’ mesajı paylaştı.” denildi.
Travmanın fırsat yönünü öne çıkarmak istedik
5.Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresi Düzenleme Kurulu, “Bu deprem bize ne öğretti?” sorusuna “Travma Sonrası Büyüme Ölçekleri” nin maddeleri ile cevap vermeye çalışmak istediklerini ve travmanın sadece tehdit yönünü değil fırsat yönünü de öne çıkarmak istediklerini vurgulayarak bu sonuçları 7 maddede sıraladı:
1-Görünen sebepler açısından yer bilimi uzmanlarının kanıta dayalı öngörüleri doğrultusunda inşaat mühendisliğinin evrensel kurallarının artık gözden kaçırılmamasının zorunluluğunu beyan ediyoruz.
2-Enkaz altında sadece canlar kalmadı… Yönetim, iş ve ticaret ahlâkı dâhil bütün toplumsal ahlâkın kaldığı gerçeğinin kabul edilmesi gerektiği gerçeğini beyan ediyoruz.
3- Afet öncesi planlamanın, afete müdahale, toparlanma ve yeniden inşa planlarının risk yönetimi aşaması döneminde, önceden yapılaması gerektiğini, günübirlik kararlara fırsat verilmemesi gerektiği gerçeğini ve bu konuda dersler çıkarılması zaruretini beyan ediyoruz.
4- Bireysel olarak çıkarılacak dersler olan “Elimdekilerin kıymetini daha iyi anladım. Gücümün yetmediği, kontrolüm dışındaki olayları olduğu gibi kabul ediyorum. Zorluklara göğüs germe ve daha dayanıklılığı öğrenmem gerektiğini anladım. Sadece kendimi değil yaşadığım çevreyi ve doğayı da düşünmem gerektiğini fark ettim. Manevi değerlere ilgimin artmasının herkese yararı olacağını anladım. Önem verdiğim pek çok şeyin yeri değişti. Bedeni rahatım bozuldu, özgürlüklerim kısıtlandı, ölümüm yakın olduğunu fark ettim” gibi yüksek duygu ve değerlerin büyüme sağlamasının kazanç olduğunu beyan ediyoruz.
5-Hayatımızın artık deprem öncesi ve sonrası olarak şekillenerek yeni bilgelik değerleri kazanmış olarak yaraları sarmaya devam ederken çocuklarımızın da doyum erteleme ve psikolojik sağlamlık kazanmasını sağlamamız gerektiğini ancak bu derslerden sonra normal hayata dönmemizin önemini beyan ediyoruz.
6- Toplumsal kardeşliğe katkı sağlayan çeşitli kutuplaşmaların göz ardı edilmesi sevinç ve memnuniyetle gözlemlendi, bu durumun kalıcı olması temennisini beyan ediyoruz.
7- Sonuç olarak bu depremin tüm vatandaşlarımız ve ülkemiz için büyüme ve gelişimi yönlendirme ve farkındalığı artırma fırsatı olarak değerlendirilmesini diliyoruz. Ülkemizdeki çocuk, genç, yetişkin tüm bireylerde farkındalık, hazırlık ve başa çıkma açısından gelişim ve öğrenmeyi destekleyici faaliyetler arttırılmalıdır. Toplum olarak da yardımlaşma, iş birliği ve örgütlenme açısından gelişime yol açacak adımlar atılmalıdır. Şehircilik, eğitim, sağlık, çevre, güvenlik gibi toplum hayatının her alanındaki mevcut sorunların tespit edilerek sağlıklı çözüm yollarının uygulamaya konması için akıl ve gönül birliğiyle hareket edilmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bir gizli psikoloji yasası vardır: “Acılar ve ızdıraplar aslında büyümenin bir parçasıdır.” kuralını da hatırlatmak isteriz.
Yukarıda zikredilen maddelerin 5. Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresi’nin “Deprem Sonrası Posttravmatik Büyüme” temalı oturumu sonucunda düzenleme kurulu tarafından beyan edilmesine karar verilmiştir. Son söz olarak kongremize çevrimiçi katılarak destek veren “Çoklu Zeka Kuramı” nı bulup geliştiren Harvard Üniversitesinden Prof. Dr. Howard Gardner’in ‘Gelecekte hayat kolaylaşabilir ama insan kalmak kolay olmayabilir’ uyarısını bir kez daha hatırlatmak isteriz.”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Sonuçları her yönden tartışmalıyız”
Aynı zamanda Kongre Başkanı olan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan da kapanış konuşmasında ilan edilen manifestonun toplumun tüm kesimlerince iyi anlaşılmasının önemini vurguladı. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Manifestoda yer alan sonuçları ve kavramları verisel olarak toplum olarak yöneticiler olarak tartışabilirsek, geliştirebilirsek Türkiye’nin geleceğine yaptığımız en güzel manevi yatırım olur. Manifesto, buradan çıkarılan derslerdi. Bu kongrenin ürettiği, aslında kongrenin hasılatıydı bu. Bunu uygulamaya dönüştürmek kolay değil tabii. Bunun için de hepimize bir görev, sorumluluk düşüyor bence.” dedi.
- En son haberler
- Akışı bozan uzatmalar kekemelik belirtisi olabilir20 Kasım 2024
- Akışı bozan duraklamalar kekemelik belirtisi olabilir20 Kasım 2024
- ‘Diş’ te küresel iş birliği…20 Kasım 2024
- Uzmanı uyardı! Doğru bilinen uygulamalar dişlere zarar verebilir!20 Kasım 2024
- Kanseri önlüyor, kalbi ve ruh sağlığını koruyor…20 Kasım 2024
- Ortez ürünlerini birebir tanıma fırsatı yakaladılar20 Kasım 2024
- Prof. Dr. Sevil Atasoy, BM Uluslararası Narkotik Kontrol Kurulu'na katıldı19 Kasım 2024
- Atom meyve suları bağışıklığı güçlendiriyor ama tüketirken dikkat!19 Kasım 2024
- TMS yöntemi Alzheimer’a umut olabilir mi?18 Kasım 2024
- Üsküdar Üniversitesi, G20 Neuroscience20 Zirvesi’nde Türkiye’yi temsil etti!18 Kasım 2024