Bu sohbetler Felsefeyi sevdirecek!

Üsküdar Üniversitesi’nde her hafta düzenlediği Felsefe Sohbetleri ile toplumda anlaşılamaz zannedilen felsefenin anlatılması ve daha çok kişiyle buluşturulmasını amaçlıyor. Bir ilki gerçekleştiren Üniversite, Felsefe Sohbetleri ile dünya sorunlarına aklın en derin kaynağının çözüm üretmede nasıl katkı yapabileceğini göstermeyi hedefliyor.

Türkiye’nin Davranış Bilimleri ve sağlık alanındaki ilk ve tek tematik üniversitesi olan Üsküdar Üniversitesi, bir ilke daha imza attı. Toplumun geniş bir kesiminde ‘anlaşılamaz, karışık ya da zor’ olarak kabul edilen ‘felsefe’ her hafta gerçekleştirilen Felsefe Sohbetleri ile anlaşılmaya çalışılıyor.

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adnan Ömerustaoğlu öncülüğünde her Cuma üniversitede düzenlenen Felsefe Sohbetleri ile felsefeyi daha geniş kitlelerle buluşturmayı amaçladıklarını belirten Ömerustaoğlu şunları söyledi:

Felsefe fanatizmi ve şiddeti eleştirir

“Felsefe Sohbetleri ile amacımız felsefeyi daha geniş kitlelerle buluşturmak ve dünya sorunlarına aklın en derin kaynağının çözüm üretmede nasıl katkı yapabileceğini göstermektir. İnsanın binlerce yıllık tarihi bize göstermektedir ki felsefe fanatizmi, şiddeti, tahammülsüzlüğü, cehaleti, çürümüşlüğü, yozlaşmayı, ahlaksızlığı, adaletsizliği sorgulayıp eleştirirken erdemli davranışı yüceltmede başarılıdır.

Felsefede bitmemişlik vardır

Felsefe varlığın merkezine nüfuz eden en derin düşünme tarzıdır. Dolayısıyla felsefi düşünmede verilenlerle yetinilmez hep daha fazlası hedeflenir. Yeni sorularla sorgulamada derinleşilir çünkü felsefede bitmemişlik vardır. Felsefi tartışma herhangi bir konuda oluşturulacak tanımlama ya da betimleme ile sonlandırılamaz.

“Sorgulanmamış hayat yaşamaya değmez”

Hayat karşısında bir tavır alışımız var, bu tavır alış hayatı anlamlandırmadır. Hayatı anlamlandırma bizim içinde yaşadığımız kültürden aldığımız eğitim, aile ortamımız sosyal çevremiz, değer yargılarımız, okuduklarımız, araştırdıklarımız, bireysel ve sosyal özelliklerimize kadar pek çok faktörle ilgilidir. Hayatı yorumlarken beklentilerimiz, ideallerimiz, ihtiyaçlarımız da bizi şöyle ya da böyle düşünmeye zorlar.

İnsan yaşama ait sorgulamalar yapan bir varlıktır. Sokrates’in dediği gibi sorgulanmamış hayat yaşamaya değmez. Yaşam, sorularımıza verdiğimiz cevaplar oranında bizim için anlamlıdır. Sorularımızın başında da varoluşsal sorunlar gelir. Ölüm, sorumluluk, özgürlük, yalıtılmışlık, yalnızlık gibi sorularla zihin meşgul olur.

Açık zihinler için felsefe

İnsan bu konularla ilgili tartışmalar da başarılı olmak için farklı kaynaklara müracaat eder. Bunların başlıcaları din, bilim, sanat, mitoloji, gelenek ya da felsefe olabilir. Akli yönden bu sorulara cevap bulma çabası daha fazla olan açık zihinler için hiç şüphesiz felsefedir.”