Hayır diyemeyen bağımlılığa daha yatkın!

Abone ol

google news logo
Giriş14 Mart 2025

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi tarafından “Bir Beyin Hastalığı Olarak Bağımlılık” başlıklı fakülte semineri düzenlendi. Çevrimiçi düzenlenen seminere Prof. Dr. Cemal Onur Noyan katıldı. Ergenlik döneminin riskli davranışlara açık bir süreç olduğuna dikkat çeken Noyan, korku ve merak dengesi doğru yönetildiğinde korunmanın mümkün olduğunu belirtti. Bağımlılıkla mücadelede erken farkındalık ve bilinçli müdahalenin kritik bir rol oynadığını ifade eden Noyan, aynı zamanda hayır diyemeyen bireylerin bağımlılığa daha yatkın olduğunun da altını çizdi.

Etkinlik ile bağımlılık konusunda farkındalığı artırarak bireysel ve toplumsal düzeyde bilinçlenmeye katkı sağlama hedeflendi.

Ergenlik dönemi riskli davranışlara açık bir süreç!

Bağımlılığın bireysel ve toplumsal boyutlarının ele alındığı etkinlikte Prof. Dr. Cemal Onur Noyan, bağımlılık sürecinin biyolojik ve psikolojik temellerine dair bilimsel değerlendirmelerde bulundu. Ergenlik döneminin riskli davranışlara açık bir süreç olduğuna dikkat çeken Noyan, bu dönemde net sınırlar koymanın önemli olduğuna söyledi. Noyan, beynin özgürleşme çabası içerisindeyken bağımlılığa daha yatkın hale gelebileceğini belirtti.

Herkes bağımlı olma potansiyeline sahip…

Bağımlılığın yalnızca belirli bireylerle sınırlı olmadığının altını çizen Noyan, bilimsel çalışmaların herkesin bağımlı olma potansiyeline sahip olduğunu gösterdiğini ifade etti. Teknoloji bağımlılığının bunun en yaygın örneklerinden biri olduğunu kaydeden Noyan, yemek, kumar, alışveriş ve madde kullanımı gibi pek çok farklı alanda bağımlılığın ortaya çıkabileceğini aktardı. Günümüzde özellikle davranışsal bağımlılıkların giderek yaygın hale geldiğine de dikkat çekti.

Korku ve merak dengesi doğru yönetilirse korunmak mümkün!

Bağımlılığın oluşum sürecine dair değerlendirmelerde bulunan Noyan, ergenlik döneminde korku ve merak arasında bir dengenin bulunduğunu, bu dengenin doğru yönetilmesi halinde bireyin korunabileceğini ifade etti. Prof. Dr. Cemal Onur Noyan bağımlılığın genellikle isteyerek başladığını ve zamanla biyolojik değişimler sonucu kişinin kontrol edemeyeceği bir noktaya ulaşabileceğini vurguladı. Bu bağlamda, ‘Bir kereden bir şey olmaz’ düşüncesinin yanıltıcı olduğunu çünkü bağımlılığın zamanla bireyin kontrolünden çıkarak onu yöneten bir unsura dönüşebileceğini de ifade etti.

Hayır diyemeyen bireyler bağımlılığa daha yatkın!

Bağımlılığın oluşumunda sosyal çevrenin de belirleyici bir faktör olduğuna dikkat çeken Noyan, hayır diyemeyen bireylerin bağımlılığa daha yatkın olabileceğini vurguladı. Kimi bireylerin farklı görünmek, hayalini kurduğu kişi olmak, eğlenmek ya da sosyal çevrede popülerlik kazanmak amacıyla madde kullanımına yönelebileceğini ifade etti.

Erken farkındalık ve bilinçli müdahale kritik rol oynuyor

Madde kullanımının beynin yapısını ve işleyişini değiştirerek ödül mekanizmasını bozduğunu vurgulayan Prof. Dr. Cemal Onur Noyan, bağımlılığın bir beyin hastalığı olduğunu ancak önlenebilir nitelikte bulunduğunu belirtti. Noyan, bağımlılıkla mücadelede erken farkındalık ve bilinçli müdahalenin kritik bir rol oynadığına dikkat çekti.

Katılımcılardan gelen soruların yanıtlanmasının ardından etkinlik sona erdi.