Medya baskısı yeme bozukluğunu besliyor!
Birçok farklı özellikte yeme bozukluğu olduğunu belirten uzmanlar, en sık görülenlerden birinin anoreksiya nervoza olduğunu söylüyor.
Anoreksiya nervozanın psikolojik, biyolojik ve genetik faktörlerin bir araya gelmesiyle geliştiğini aktaran Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Murat Yusuf Hüseyin, “Erken dönem bağlanma sorunları, ebeveyn tutumları, düşük öz saygı ve olumsuz yaşam olayları yeme patolojisine zemin hazırlar.” dedi.
Genç kadınlarda daha sık görülse de her yaş ve cinsiyette anoreksiya nervoza ortaya çıkabildiğine dikkat çeken Hüseyin, kalp ritmi bozukluklarından kemik erimesine kadar ciddi fiziksel ve psikolojik sonuçlara yol açabildiğini ifade etti. Hüseyin ayrıca, yanlış beden algısının, kilo alma korkusunu besleyerek sağlıksız yeme davranışlarını tetiklediğini söyledi ve toplumda farklı beden tiplerinin normalleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Murat Yusuf Hüseyin, anoreksiya nervozanın nedenleri, belirtileri, sağlık riskleri ve tedavisi ile toplumdaki beden algısının rolü hakkında açıklamalarda bulundu.
Her bir yeme bozukluğu kendine özgü özellikler taşır…
Hemen hemen herkes tarafından bilinen anoreksiya nervoza dışında da çeşitli yeme bozuklukları olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Murat Yusuf Hüseyin, “En sık görülenler anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza ve tıkınırcasına yeme bozukluğudur. Bunların dışında pika, kaçıngan/kısıtlayıcı gıda alımı bozukluğu ve gece yeme sendromu da diğer yeme bozuklukları arasında sayılabilir.” dedi.
Yeme bozukluklarının farklılıklarına değinen Hüseyin, şunları söyledi:
“Bulimiya nervoza, tıkınırcasına yeme nöbetleri ile karakterizedir. Kişi kontrol kaybı yaşar, hızla yedikten sonra kusma, aşırı egzersiz veya müshil kullanımı gibi telafi davranışları gösterebilir. Bigoreksiya (kas dismorfisi), kişinin kas kütlesini artırma ve yağ oranını azaltma takıntısıdır; çoğunlukla sporcularda görülür. Drankoreksiya, kalori kısıtlaması yerine aşırı alkol tüketimiyle enerji ihtiyacını karşılama biçimidir. Diabulimiya, diyabet hastalarının insülin kullanımını kilo kontrolü amacıyla bilinçli olarak kısıtlamasıdır. Ortoreksiya nervoza, sağlıklı beslenme takıntısı ile başlar; yalnızca ‘temiz’ veya ‘sağlıklı’ kabul edilen yiyecekleri tüketme konusunda aşırı kaygı vardır.”
Anoreksiya nervozada psikolojik, biyolojik ve genetik etkenlerin birlikte rol alıyor!
En sık karşılaşılan anoreksiya nervozanın psikolojik, biyolojik ve genetik boyutlarda geliştiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Murat Yusuf Hüseyin, “Kişiler duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarını ayırt etmekte zorlanır. Erken dönem bağlanma sorunları, ebeveyn tutumları, düşük öz saygı ve olumsuz yaşam olayları yeme patolojisine zemin hazırlar. Aşırı kontrol ve kimlik çabası, aşırı zayıf olma uğraşıyla sonuçlanabilir.” dedi.
Biyolojik olarak anoreksiya hastalarının beyin görüntüleme çalışmalarında serebral atrofi ve ventriküllerde genişleme olduğunun ortaya çıktığını kaydeden Hüseyin, genetik bakımından da yapılan ikiz çalışmalarına göre anoreksiya nervoza kalıtsallığının yüzde 28 ila 74 arasında değiştiğine dikkat çekti.
Anoreksiya nervoza ciddi fiziksel ve psikolojik etkiler yaratır…
Anoreksiya nervozanın kişinin aynadaki yansıması ile gerçek görünümü arasında uçurum oluşturduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Murat Yusuf Hüseyin, “Kişi kendini olduğundan çok daha kilolu görür. Bu algı, kilo alma korkusunu artırır ve sağlıksız yeme alışkanlıklarına yol açar.” dedi.
Sürekli ‘yeterince ince değilsin’ düşüncesinin, kişinin sosyal ortamlardan kaçmasına, yemek yemekten suçluluk duymasına ve kendini sürekli kontrol etme ihtiyacına neden olduğunu dile getiren Hüseyin, “Genellikle 12–25 yaş aralığındaki genç kadınlarda daha sık görülür, ancak erkeklerde ve diğer yaş gruplarında da rastlanabilir. Çocukluk ve ileri yaşta da ortaya çıkabilir. Anoreksiya nervoza ciddi fiziksel ve psikolojik etkiler yaratır. Kalp ritmi düzensizlikleri, düşük tansiyon, kas kaybı, kemik yoğunluğunda azalma, hormonal dengesizlikler sık görülür. Uzun süreli beslenme eksikliği organ yetmezliğine ve ölümcül sonuçlara yol açabilir.” açıklamasını yaptı.
Çeşitli beden tiplerinin normalleştirilmesi önemli!
Anoreksiya nervozanın multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğinin altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Murat Yusuf Hüseyin, “Beslenme düzeni oluşturulmalı, gerekirse hastane yatışı uygulanmalı. Bilişsel davranışçı terapi (BDT) ile olumsuz düşünce ve inançlar değiştirilmeli. Grup terapisi ve yakın çevrenin desteği iyileşmeyi hızlandırır. Kişinin sağlıklı beden algısı kazanması, sağlıklı beslenme alışkanlıkları geliştirmesi ve kendine şefkat göstermesi desteklenmeli.” dedi.
Toplumdaki güzellik ve ideal vücut algısının anoreksiya nervozayı tetikleyebildiğine işaret eden Hüseyin, sözlerini şöyle tamamladı:
“Medya ve sosyal medyada sürekli idealize edilen beden imajları, özellikle gençlerin kendilerini başkalarıyla kıyaslamasına ve sağlıksız davranışlara yönelmesine neden olur. Sosyal kabul arzusuyla sağlıksız diyetler ve aşırı kilo kontrolü ortaya çıkabilir. Bu nedenle toplumsal farkındalığın artırılması, sağlıklı beden imajlarının medya ve sosyal platformlarda temsil edilmesi ve çeşitli beden tiplerinin normalleştirilmesi önemlidir.”
- En son haberler
- Medya baskısı yeme bozukluğunu besliyor!17 Eylül 2025
- Diş rengi sağlık hakkında ipuçları veriyor!17 Eylül 2025
- Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Amacımız toplumdaki sorunları büyümeden önlemek”17 Eylül 2025
- Türkiye’de su fakirliği riski büyüyor!17 Eylül 2025
- Kök hücre ve biyoteknoloji alanında Almanya Leipzig Üniversitesiyle önemli iş birliği16 Eylül 2025
- Kuantum çağı ve sicim teorisi: Bilim dünyasında sessiz devrim ve evrenin kozmik senfonisi!16 Eylül 2025
- Dr. Chulpan Misbakhova’dan Üsküdar Üniversitesine Ziyaret16 Eylül 2025
- Okula uyum sorunu varsa bu sinyallere dikkat!16 Eylül 2025
- Yoğun stres intihar riskini artırıyor!15 Eylül 2025
- Okullar açıldı, virüs alarmı çaldı!15 Eylül 2025