Meme mastektomisi sonrası psikoterapi önerisi…
Kanserli memenin alınması kadınlarda ruhsal dengeyi derinden sarsabiliyor.

Kanser başlı başına varoluşsal kaygıları gündeme getiren bir hastalık iken meme kanseri söz konusu olduğunda fiziksel görünümdeki değişimler kadın ruh sağlığını derinden etkiliyor.
Kanserli memenin alınması anlamına gelen mastektominin yalnızca bir uzuv kaybı değil, kadınlığı temsil eden bir organın yitimi anlamına geldiğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, “Yaşamda varlığını sürdürmeye dair kaygıların yönetildiği, depresif yakınmaların ele alındığı, iç motivasyonun yüksek tutulmaya çalışıldığı ve sosyal desteğin yapılandırıldığı bir psikoterapi süreci planlanabilir.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, meme mastektomisinin kadınların ruhunda yarattığı etkiye ilişkin değerlendirmede bulundu.
Yalnızca bir uzuv kaybı değil
Kanserin başlı başına varoluşsal kaygıları gündeme getiren bir hastalık iken meme kanseri söz konusu olduğunda fiziksel görünümdeki değişimlerin kadın ruhsallığını etkilediğini söyleyen Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, “Meme kanserinin tedavisindeki müdahalelerden biri olan mastektomi, en anlaşılabilir haliyle kanserli memenin alınması anlamına gelir. Bu cerrahi uygulama yalnızca bir uzuv kaybı değil, kadınlığı temsil eden bir organın yitimi ile kadınlarda ruhsal dengeyi derinden sarsabiliyor.” dedi.
Beden imajına dair algısını olumsuz etkiliyor
Hastalığın kendisi her ne kadar yaşamı tehdit etse ve yaşamın devamlılığı için mastektominin gerekli görüldüğü durumlar olsa da bu yöntemin de zorlayıcı yanlarının olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, “Mastektomi ile birlikte bireyin cinsel hayatı, beden imajına dair algısı, işlevselliği, özgüveni ve yakın ilişkileri üzerinde olumsuz etkilere neden olması mümkün.” diye konuştu.
Kadınların duygusal açıdan sürece hazır olmasını beklemek gerçekçi değildir
Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, fizyolojik açıdan birtakım değişiklikler yaşayan bireyin ruhsal açıdan da aynı kalmamasının beklenen bir durum olduğunu da söyleyerek, “Ancak birey süreç hakkında ne kadar bilgi sahibi olsa da duygusal açıdan sürece hazır olmasını beklemek gerçekçi değildir. Tedavi süreci, bir yandan hayatta kalmaya yönelik arzuların daha belirgin olduğu, diğer yandan hayatın sonlanabileceğine dair korkuların yaşandığı dalgalı seyredebilen bir dönemdir.” dedi.
Psikolojik iyi oluşun da sağlanması bu tedavide kritik öneme sahip
Bu süreçte en iyi gelebilecek destek bireyin yakınlarıyla sağlanabildiğini de ifade eden Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, şunları anlattı:
“Hem bireyin hem de yakınlarının psikolojik destek almaları bu sürecin iyi yönetilmesi açısından sıklıkla önerilir. Fizyolojik iyi oluşu hedeflerken, psikolojik iyi oluşun da sağlanması bu tedavide kritik öneme sahiptir. Yaşamda varlığını sürdürmeye dair kaygıların yönetildiği, depresif yakınmaların ele alındığı, iç motivasyonun yüksek tutulmaya çalışıldığı ve sosyal desteğin yapılandırıldığı bir psikoterapi süreci planlanabilir. Psikolojik dayanıklılığın desteklenmesiyle birlikte bireyin işlevselliğinin de korunması oldukça önemlidir. Tıbbi tedaviyi aksatmadan, özellikle bireye iyi gelen günlük rutinlerinin devam ettirilmesi uygun olacaktır.”
- En son haberler
- Kişiye özel öğrenme fırsatı sunan projeye TÜBİTAK’tan 2’ncilik ödülü06 Ekim 2025
- Erken teşhis ve moral desteği meme kanserinde hayat kurtarıyor!06 Ekim 2025
- Beyin de dengesini kaybedebiliyor!06 Ekim 2025
- Prof. Dr. Nevzat Tarhan: "En iyi antidepresan karşılıksız iyilik yapmak!"06 Ekim 2025
- Prof. Dr. Ömer Faruk Elmas: “Soğuk havalarda nemlendirici kullanımı artırılmalı”04 Ekim 2025
- BAYDER’den Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a ziyaret03 Ekim 2025
- Türk dizileri aile algısını nasıl etkiliyor?03 Ekim 2025
- Beslenme ruh sağlığı için de önemli!02 Ekim 2025
- Esnaf ve Sanatkârlar Odasından Rektör Güngör’e ziyaret02 Ekim 2025
- Okul çağında beslenme başarıyı etkiliyor!02 Ekim 2025