Pandemide neden astroloji ve fala ilgi giderek artıyor?
Pandemiyle başlayan belirsizlik sürecinde insanların ana gündem maddelerinin başında, geleceklerinin nasıl olacağı geliyor. Uzadıkça kaygı seviyesini de artıran salgın döneminde, gelecek hakkında kehanette bulunanlara yönelim de arttı. Peki, pandemi gibi krizlerde astroloji ve fala ilgi artıyor? Bu tercih sağlıklı mı? Sputnik, konuyu ele aldı.
İnsanların genlerinde geleceği merak etme var, hatta din ve inanma ihtiyacı da bu duyguyla yakından ilgili’
Peki, insanlardaki geleceği merak etme nereden geliyor? Bu sorunun cevabını ise Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan veriyor. İnsanların genlerinde geleceği merak etmek kodlarının olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tarhan, insanlarda gelecekle ilgili projeksiyon oluşturma yetisi oluştuğunu vurguluyor. Tarhan “Geleceğiyle ilgili merak duygusu sadece insana özgü. Bu özellik nedeniyle de insan gelecekte ne olacağıyla ilgili sorgulama içerisine giriyor. Hatta din, inanma ihtiyacı da bu duyguyla yakından ilgili. İnsan öngöremediği, başına bir şey gelme olasılığı üzerine korku yaşıyor. Bunu endişe için öngörülebilirlikle, tahmin edilebilirlikle ilgili bir yeti oluşuyor. Tahmin edilebilirlik becerisi bilimsel olarak bilge kişilerde vardır. Geçmişi iyi okurlar, gelecekle ilgili tahmin güçleri yüksektir. Psikolojide olgun savunma mekanizması olan kişiler geleceği daha iyi tahmin eder. Fakat falcılığa yönelenler kısa yol oluşturuyorlar. Kafalarını, zihinlerini yormuyorlar, birisine gidip bir yerden yıldızları okutuyorlar, geçmişteki yıldıznamelerden ve saire bir anlam çıkararak karar verilmeye çalışılıyor” ifadelerini kullandı.
‘Falcılara ya da kehanette bulunanlara akıl süzgecinden geçirmeden inanmamak gerekiyor’
Tarhan “Falcılık, bir ihtiyacı karşıladığı için yok edemeyiz. Ama astrolojiden gelen bilgileri ciddiye alıp da buradan gelecek bilgiye inanırsa gerçekliği kopuyor. Mesela şizofrenik hastalar gördükleri rüyaya inanıp, bununla ilgili davranışta bulunurlar ya da keramet ehli olan birine inanır hayatını ona göre tanzim eder. Böyle durumlarda kişi fiziksel gerçeklikle ilgili aklını yanlış kullanmış olur. Falcılara ya da bu durumda olanlara akıl süzgecinden geçirmeden inanmamak gerekiyor” diye konuştu.
‘Ben astroloğum’ diye çıkıp konuşanlara inanan bir kimse şizofrenik bir seçimde bulunmuş olur’
Falcı ya da astrologların, çok insan görmenin getirdiği tecrübe ile karşısındakinin mikro mimiklerini okuduklarını söyleyen Tarhan “Falcı ya da astrolog geçinen insanlar aslında kendisine başvuran insanlardan daha zeki oluyor. Karşısındaki insanın mikro mimiklerini okuyup, verdiği tepkilere göre ona göre bir şeyler söylüyor. Yüzlerce insanı görmenin getirdiği sezgisel zekayla yakalıyorlar. Astroloji bir bilim dalı değil. Bir bilim dalı olarak kabul edilmiyor, sadece sonuna ‘loji’ eklenince insanlar ciddiye alıyor. Bu felsefi bir görüş, tavırdır. ‘Ben astroloğum’ diye çıkıp konuşanlara inanan bir kimse şizofrenik bir seçimde bulunmuş olur. Bunu sorgulayabilir, ama buna inanmak hayatını başkasına teslim etmeye benzer” ifadelerini kullandı.
‘Yetkin olmadan ileri terapi teknikleri kullanıyorlar’
Tarhan “Biri mesela falcıya gidiyor, falcı, örneğin bir anahtar çıkarıyor. ‘Bunu git denize at ama dönüp bakma, bakarsan bozulur’ diyor. Bu aslında bizim ileri terapide kullandığımız bazı tekniklere benziyor. Ama bu insanlar bunu yaparken herhangi bir yetkinliğe sahip değiller, bir eğitimleri de yok” diye konuştu.
‘Pandemi kaygıyı artırdı, akıllı insanlar böyle belirsizliklerde bilimsel yardım alıp hayatlarını ona göre şekillendirirler’
Pandemi gibi kriz dönemleri sebebiyle insanların kaygılarının arttığına işaret eden Tarhan “Kovid-19 dolayısıyla insanların kaygısı arttı. Gelecek kaygısı, belirsizlik ortaya çıktı ve uzadıkça daha da artıyor. Akıllı insanlar böyle belirsizliklerde bilimsel yardım alıp hayatlarını ona göre şekillendirirler. Aciz ve çaresiz kaldıysa rasyonel, akla uygun inançlara yönelirler. Bu sağlam inancına sığınır ve rahatlar. Mesela tek tanrılı dinlere inananlar ölüm sonrası için bir açıklama getirebiliyorlar” sözlerini ekledi.
- En son haberler
- Dr. Öğr. Üyesi Hacer Fulya Üçem, EAOMS’ta Türkiye’yi temsil edecek26 Eylül 2025
- Medya, güzellik algısının en güçlü belirleyicisi mi?26 Eylül 2025
- İletişim profesyonellerine her zamankinden fazla ihtiyaç var!26 Eylül 2025
- Mevsim değişimi bağışıklığı zayıflatıyor!25 Eylül 2025
- “REHAKOR”, “AİLEKOR” ve bazı projeler İstanbul Valiliğinde…25 Eylül 2025
- Çocuklar için sağlık sporda…25 Eylül 2025
- Ek yerleştirmede tercih işlemleri başladı25 Eylül 2025
- Uluslararası Kekemelik ve Özyardım sempozyumunun konukları Üsküdar Üniversitesindeydi25 Eylül 2025
- Üsküdar, EAIE 2025 Konferansında…24 Eylül 2025
- “Study Tour” etkinliğinin ikincisi düzenlendi24 Eylül 2025