Şiddetli afetlerin toplumdaki psikolojik etkileri çok yönlü olabilir
Travmatik olaylar, çocukların dünyaya bakışlarını etkileyebilir.

Can kaybı, yaralanma ve maddi kayıplarla sonuçlanabilen afetlerin, bireylerde travmatik ve stresli tepkilere neden olduğunu belirten uzmanlar, toplumsal olarak da etkileri olduğunu söylüyor. Şiddetli afetlerin toplumdaki psikolojik etkilerinin çok yönlü olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, dayanışma ve yardımlaşma gibi kenetleyici sonuçların da, kaynakların kısıtlı olması nedeniyle çatışma ve agresif tutumların da görülebildiğine vurgu yapıyor. Travmatik olayların, çocukların düşünce kalıplarını, algılarını ve inançlarını şekillendirerek, dünyaya nasıl baktıklarını etkileyebileceğine dikkat çeken Çetin, toplumsal travmaların çocuklar ve gençler üzerindeki etkilerinin büyük önem taşıdığını söylüyor ve gerekli durumlarda profesyonel yardım alınmasını öneriyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, afetlerin toplumlar üzerindeki travmatik etkilerine dair açıklamalarda bulundu.
Afetler sadece bireysel olarak değil toplumsal olarak da etkilere neden olur
Büyük afetlerin, bireylerde travmatik ve stresli tepkilerin oluşmasına neden olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, “Korku, endişe, çaresizlik ve panik gibi duygusal tepkiler görülebilir. Afetler sadece bireysel olarak değil toplumsal olarak da etkilere neden olur. Topluluk içinde dayanışma ve yardımlaşma gibi kenetleyici sonuçlar görüyoruz ki bunu yakın dönemde deprem zamanında da gözlemledik. Bunun tam tersi kaynakların kısıtlı olduğu durumda ise çatışma ve agresif tutumlar artabilir.” dedi.
Şiddetli afetlerin toplumdaki psikolojik etkileri çok yönlü olabilir
Afetlerin, can kaybı, yaralanma ve maddi kayıplar meydana getirdiğini hatırlatan Çetin, kayıp yaşayan bireylerin yasın inkar, öfke, depresyon, kabul etme gibi farklı etkilerini yaşadıklarını söyledi. Afet sonrasında stres bozukluğu gelişebileceğine de dikkat çeken Çetin, “Travmatik olayın ardından en az bir ay süren kaygı, korku ve kaçınma davranışları gözlemlenebilir. Şiddetli afetlerin toplumdaki psikolojik etkilerinin çok yönlü olduğunu söylemek mümkündür. Yaşanılan durumun tepkisi, bireyden bireye farklılık gösterir. O nedenle profesyonel destek bu etki ile başa çıkmak için önemlidir.” diye konuştu.
Afetlerin sonrasında TSSB yaygın görülüyor
Afetlerin, kişilerin ve toplumların hayatlarında olumsuz etkiler bırakabileceğine değinen Çetin, buna örnek olarak, afet sonrasında yaygın olarak görülen bir psikolojik durum olan Travma Sonrası Stres Bozukluğu’nu (TSSB) gösterdi. Afet yaşayanların travmatik olayın neden olduğu stres, korku ve kaygıyla başa çıkmada zorlandıklarını dile getiren Çetin, “TSSB belirtileri arasında tekrarlayan hatıralar, kabuslar, aşırı uyarılma, anksiyete ve kaçınma davranışları yer alabilir. Ayrıca, afetlerin toplumlarda depresyon, anksiyete bozuklukları, artan stres düzeyleri, öfke, güvensizlik ve sosyal izolasyon gibi diğer psikolojik sonuçlara da yol açtığını söyleyebiliriz.” açıklamasını yaptı.
Başa çıkmada sosyal destek çok önemli
Afetlerin ani ve şiddetli yaşanmasının, kişide panik, çaresizlik, şaşkınlık, korku gibi tepkilere neden olduğuna vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, “Deprem gibi ani afetler sonrasında depresyon ve anksiyete gibi psikolojik sorunlar ortaya çıkar. Bu tür afetlerde başa çıkma mekanizmalarını şöyle izah edebiliriz; ilk olarak sosyal destek çok önemlidir. Sonrasında problem çözmek için pratik adımlar atmak kişiye güven ve kontrol hissi sağlayabilir. Bireyin yaşadığı süreci ve olası kendinde oluşabilecek sorunları fark etmesi ya da buna dair bilinçlenmesi zihinsel olarak denge sağlaması konusunda etkili olabilir. Afet sonrası başa çıkma süreci oldukça karmaşık olabilir. Bu durum her birey için farklıdır. Bireylerin duygusal desteğe ve sağlıklı başa çıkma stratejilerine ihtiyacı vardır. Bu mekanizmalar da kişiye özgüdür. O nedenle gerekirse profesyonel yardım alınmalıdır.” önerisinde bulundu.
Travmatik olaylar, çocukların dünyaya bakışlarını etkileyebilir
Toplumları etkileyen travmaların çocuklar ve gençler üzerindeki etkilerine de değinen Çetin, “Çocuklar ve gençler, toplumsal travmalar sonrasında korku, kaygı, öfke, üzüntü gibi yoğun duygusal tepkiler gösterebilirler. Bu tepkiler normaldir ancak uzun vadeli etkilere yol açabilir. Travmatik olaylar, çocukların düşünce kalıplarını da etkileyebilir. Algılarını ve inançlarını şekillendirerek, dünyaya nasıl baktıklarını etkileyebilir. Çocuklar, travmalar sonrasında davranışsal değişiklikler gösterebilir. Bunlar arasında uyku sorunları, yeme alışkanlıklarındaki değişiklikler, sosyal geri çekilme ve agresyon yer alabilir. Toplumsal travmalar, çocukların okul performansını etkileyebilir. Konsantrasyon güçlüğü, hafıza sorunları ve motivasyon eksikliği gibi zorluklar yaşayabilirler.” şeklinde konuştu.
Çocukların duygusal tepkilerini ifade etmelerine izin verilmeli
Çocukların travmayla baş edebilmesi için yetişkinlere de görev düştüğünün altını çizen Çetin, “Ebeveynler ve yetişkinler, çocuklara güvenli ve destekleyici bir ortam sağlamalı. Bu, çocukların duygusal ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı olabilir. Çocuklara olayları anlamaları için açık ve anlayışlı bir iletişim kanalı sunulmalı. Çocukların duygusal tepkilerini ifade etmelerine izin verilmeli ve sorularına dürüst cevaplar verilmeli. Ebeveynler, günlük rutinleri korumak ve normalleştirmek için çaba göstermeli. Bu, çocuklara güven ve istikrar hissi sağlayabilir.” önerisinde bulundu.
Toplumsal travmaların çocuklar ve gençler üzerindeki etkileri büyük önem taşır
Ebeveynlerin, sağlıklı başa çıkma stratejilerini modellemeleri gerektiğine vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, sözlerini şöyle tamamladı:
“Kendi duygusal tepkilerini yönetme ve olumlu davranışlar sergileme, çocuklara örnek olabilir. Eğer gerekliyse, profesyonel yardım alınmalıdır. Çocuklar ve gençler için uzman psikologlar veya danışmanlar, duygusal iyilik hali ve başa çıkma becerilerini desteklemekte yardımcı olabilir. Toplumsal travmaların çocuklar ve gençler üzerindeki etkileri büyük önem taşır. Ebeveynlerin, yetişkinlerin ve toplumun desteği bu süreçte kritik bir rol oynar.”
- En son haberler
- Dr. Öğr. Üyesi Hacer Fulya Üçem, EAOMS’ta Türkiye’yi temsil edecek26 Eylül 2025
- Medya, güzellik algısının en güçlü belirleyicisi mi?26 Eylül 2025
- İletişim profesyonellerine her zamankinden fazla ihtiyaç var!26 Eylül 2025
- Mevsim değişimi bağışıklığı zayıflatıyor!25 Eylül 2025
- “REHAKOR”, “AİLEKOR” ve bazı projeler İstanbul Valiliğinde…25 Eylül 2025
- Çocuklar için sağlık sporda…25 Eylül 2025
- Ek yerleştirmede tercih işlemleri başladı25 Eylül 2025
- Uluslararası Kekemelik ve Özyardım sempozyumunun konukları Üsküdar Üniversitesindeydi25 Eylül 2025
- Üsküdar, EAIE 2025 Konferansında…24 Eylül 2025
- “Study Tour” etkinliğinin ikincisi düzenlendi24 Eylül 2025