Menopoz bir hastalık değil, geçici bir adaptasyon süreci!

Abone ol

google news logo
Giriş17 Ekim 2025

Menopozun, kadın hayatında biyolojik bir dönüm noktası olduğunu belirten uzmanlar, bu dönemin ruhsal dengeyi etkileyebileceğini söylüyor.

Hormonlardaki düşüşün, öfke, kaygı ve enerji düşüklüğü gibi belirtilere yol açabileceğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog İpek Erol, “Değişimler, ani duygudurum dalgalanmaları ve sıcak basmaları, gece terlemeleri, uyku bozuklukları, libido azalması gibi fizyolojik belirtilerle birlikte seyreder. Yani burada bir ‘biyolojik tetikleyici’ vardır.” dedi.

Bu değişimlerin her zaman hastalık anlamına gelmediğini vurgulayan Erol, çoğu zaman geçici bir adaptasyon süreci olduğunu dile getirdi. Erol ayrıca, psikolojik dayanıklılığı artırmak için düzenli egzersiz, dengeli beslenme, sosyal bağlantılar ve farkındalık temelli uygulamaların faydalı olduğuna işaret etti.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog İpek Erol, menopoz döneminde kadınların yaşadığı biyolojik ve psikososyal değişimlerin ruhsal etkileri hakkında bilgi verdi ve bu dönemde psikolojik sağlığı korumak için uygulanabilecek stratejilerden bahsetti. 

Menopozdaki ruhsal değişikliklerin temelinde hormonlardaki azalma var!

Menopozun, kadınların hayatında biyolojik bir dönüm noktası olmakla birlikte, kimliğini, ilişkilerini ve duygusal dengeyi derinden etkileyen bir geçiş süreci olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog İpek Erol, “Bu süreçte yaşanan ruhsal değişikliklerin temelinde östrojen ve progesteron hormonlarındaki azalma yatar.” dedi.

Östrojenin, yalnızca üreme fonksiyonlarında değil, serotonin ve dopamin gibi mutluluk ve motivasyonla ilişkili nörotransmitterlerin düzenlenmesinde de kritik rol oynadığını aktaran Erol, “Bu nedenle hormon seviyelerindeki dalgalanmalar, beynin duygulardan sorumlu kısımlarını etkileyerek kadında öfke, huzursuzluk, kaygı, isteksizlik ya da enerji düşüklüğü gibi belirtilere yol açabilir. Bazı kadınlarda bu değişiklikler depresif bir tabloya benzeyebilir, ancak her zaman klinik depresyon anlamına gelmez. Çoğu zaman biyolojik ve psikososyal faktörlerin birlikte şekillendirdiği geçici bir adaptasyon sürecidir.” açıklamasını yaptı.

Ruhsal değişimler fizyolojik belirtilerle birlikte seyreder! 

Menopoz dönemindeki ruhsal belirtileri yaşla ilişkili diğer psikolojik sorunlardan ayırmanın zor olabileceğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog İpek Erol, “Yaşlanma süreciyle birlikte gelen stres, kaygı ya da yaşam doyumundaki azalma, menopozla karışabilir.” dedi.

Ancak menopozda görülen duygusal değişimlerin karakteristik farkına değinen Erol, şunları söyledi: 
“Değişimler, ani duygudurum dalgalanmaları ve sıcak basmaları, gece terlemeleri, uyku bozuklukları, libido azalması gibi fizyolojik belirtilerle birlikte seyreder. Yani burada bir ‘biyolojik tetikleyici’ vardır. Buna karşın yaşa bağlı psikolojik sorunlarda daha çok çocukların evden ayrılması, ebeveyn kaybı, kariyer doyumsuzluğu gibi yaşam olaylarının etkisi ön plandadır. Klinik gözlemde her iki süreç birbiriyle iç içe geçebilir. Dolayısıyla iyi bir değerlendirme hem hormonal hem de psikososyal değişkenleri birlikte ele almalı.”

Menopoz, insan doğasının bir parçası olan doğal bir biyopsikososyal süreç… 

Kadınların menopoz sürecinde genellikle öfke, tahammülsüzlük, duygusal kırılganlık, uykuya dalmada güçlük, kaygı ve bazen bedensel yakınmalarla kendini gösteren bir ruhsal dönüşüm yaşadıklarını vurgulayan Uzman Klinik Psikolog İpek Erol, “Bu belirtiler, kadının yalnızca hormon düzeyindeki değişikliklere değil, aynı zamanda toplumsal rollerdeki dönüşüme de verdiği bir tepkidir.” dedi.

Bu ruhsal değişikliklerin tümünün hastalık olmadığına işaret eden Erol, “Aslında menopoz, insan doğasının bir parçası olan doğal bir biyopsikososyal süreçtir. Ancak belirtiler kadının günlük işlevselliğini bozmaya, sosyal ilişkilerini zedelemeye veya yoğun anksiyete depresyon belirtilerine dönüşmeye başladığında profesyonel destek gerekebilir. Psikoterapi, bilişsel-davranışçı yaklaşımlar ya da psikodinamik yönelimli terapi yöntemleri, bu dönemde kadının kendini yeniden tanımlamasına, bedenindeki değişimle barışmasına ve duygusal dayanıklılığını güçlendirmesine yardımcı olur.” şeklinde konuştu.

Menopozun bir son değil, farklı bir yaşam evresinin başlangıcı olduğu kabul edilmeli! 

Kadınların menopoz döneminde psikolojik sağlıklarını korumak için bazı yöntemler geliştirebileceklerini aktaran Uzman Klinik Psikolog İpek Erol, sözlerini şöyle tamamladı:

“Öncelikle bu sürecin bir son değil, farklı bir yaşam evresinin başlangıcı olduğunu kabul etmek önemli. Düzenli fiziksel aktivite, dengeli beslenme ve uyku düzeni, östrojenin azalmasıyla zayıflayan nörokimyasal dengeyi destekler. Sosyal bağlantıların sürdürülmesi, arkadaş gruplarıyla paylaşımda bulunmak ve duygularını bastırmak yerine ifade edebilmek psikolojik dayanıklılığı artırır. Mindfulness, yoga, nefes egzersizleri gibi farkındalık temelli uygulamalar hem stres yanıtını düzenler hem de kadının bedenine yeniden güven duymasını sağlar. Gerektiğinde profesyonel bir destek almak bu sürecin daha rahat atlatılmasını sağlayacaktır.”